Haberler

7 002Sevgili Okurlar,

ÇEVKO Vakfı olarak bu yıl yedincisini düzenlediğimiz Türkiye ve dünyanın önde gelen şirketlerinin katıldığı “Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’nin” başvuru ve değerlendirme süreci hakkında sizi bilgilendirmek isteriz.

Öncelikle bu süreçte tüm başvuran firmaların heyecanına ortak olduğumuzu bu heyecanlı süreci birlikte yürüttüğümüzü paylaşmak istiyoruz.

Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri’nin başvuru süreci 12 Temmuz 2024 Cuma günü tamamlanmış ve toplamda 27 başvuru alınmıştır.

Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri Jürisi ÇEVKO Vakfı’ndan Alphan Eröztürk, ASD Ambalaj Sanayicileri Derneği’nden Aslıhan Arıkan, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi’nden Celal Toprak, Niğde Ömer Halis Demir Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ece Ümmü Deveci, İSO İstanbul Sanayi Odası’ndan Erbil Büyükbay, TÜDAM Değerlendirebilir Atık Malzemeler Sanayicileri Derneği’nden Murat Körük ve İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Dr. Öykü Özden Gül’den oluşmuştur. Jüri üyelerimize değerlendirme sürecindeki değerli katkıları için ÇEVKO Vakfı adına tekrar teşekkür ediyoruz.

Jüri başvuruları iki aşamada değerlendirmiş, ilk aşamada başvuru dosyası üzerinden değerlendirme yapılmış 27 proje içerisinden 13 proje finale yani ikinci değerlendirmeye kalmaya hak kazanmıştır.

Finale kalmaya hak kazanan firmalar ve projeleri kategori bazlı aşağıdaki gibidir;

Ambalajda Önleme Uygulamaları Kategorisi

ü  ABDİ İBRAHİM İLAÇ SAN. TİC. A.Ş. - Akıllı Yazılım

ü  COCA-COLA İÇECEK A.Ş. - Paletlemede Nanostreç Uygulaması

ü  NETPAK AMBALAJ SANAYİ TİCARET A.Ş - Netgo; Sürdürülebilir Bir Çevre İçin, Çantaya Dönüşen Kargo Torbası

ü  SAPRO TEMİZLİK ÜRÜNLERİ SAN. VE TİC. A.Ş. - Newipe® Yeni Nesil Bebek Mendili

ü  TETRA PAK PAKETLEME SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. - Tetra Brik Aseptik Ultra Edge Ambalaj Çözümleri

Atık Yönetim Sistemi ve Uygulamaları Kategorisi

ü  ANADOLU EFES BİRACILIK VE MALT SAN. A.Ş. - Anadolu Efes Biyogaz Projesi

ü  ANADOLU EFES BİRACILIK VE MALT SAN. A.Ş. - Anadolu Efes İleri Dönüştürülmüş Malt Lifi Projesi

ü  KONYA KAĞIT SAN. VE TİC. A.Ş. - İşletmede Atık Azaltımına Yönelik Uygulamalar

ü  KOTON MAĞAZACILIK TEKSTİL SAN.VE TİC. A.Ş- Atık Azaltım Çalışmaları

Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk Uygulamaları

ü  ANADOLU EFES BİRACILIK VE MALT SAN. A.Ş. - Denize +1 Nefes

ü  GÜROK TURİZM VE MADENCİLİK A.Ş. - Ekomat Projesi

ü  MİGROS TİC. A.Ş. - Gıdaya Saygı Projesi

ü  VESTEL BEYAZ EŞYA SAN. VE TİC. A.Ş. - Vestel'le Kendin Yap Atölyeleri

Jüri ikinci değerlendirme toplantısını 20 Ağustos Salı günü gerçekleştirdi ve finale kalan firmalar jüriye projeleri ile ilgili sunum yaptılar.

Değerlendirme ve ödüllendirme sürecinde 1. değerlendirme puanının % 40’ı 2. değerlendirme puanın % 60’ı alınarak projelerin toplam puanı hesaplanmış ve jüri tarafından Yeşil Nokta Sanayi ve Yeşil Nokta Ödülü kazanan firmalar belirlenmiştir.

Ödüller 17 Aralık'ta düzenlenecek tören ile açıklanacak ve sahiplerini bulacak. Heyecanlı bekleyiş devam ediyor…

1ÇEVKO Vakfı “YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”nda bireylerin ambalaj atıklarının geri dönüşümü ve çevresel etkisi ile ilgili sorulara verdikleri yanıtlara göre bireyler ambalaj atıklarının iş yerlerinde ayrı biriktirildiğini düşünüyor. Evde her zaman ambalaj atığını ayrı biriktirdiğini söyleyenlerin oranı %58 iken, hiçbir zaman ayırmadığını bildirenlerin oranı %19. Katılımcılar ayrı biriktirmeme nedeni olarak, evde biriktirebilecekleri yeterli alan olmadığını, toplama yapıldığını görmediklerini, nasıl ayıracaklarını bilmediklerini işaretliyor. 20 milyon insan sosyal ortamlardaki geri dönüşüm kutularını kullanırken zorlandığını, kutuların üzerindeki görsellerin ve açıklamaların kafa karıştırdığını bildiriyor. Bireylerin çevresel etki bakımından önemsedikleri davranışların başında suyu dikkatli kullanmak, enerji tasarruflu ve geri dönüşümlü ürünleri tercih etmek geliyor. Çocukların gelişimi, ormanların korunması ve sokak hayvanlarının yaşam koşullarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar ise en çok destek olunan alanlar.

ÇEVKO Vakfı’nın yıl içinde yaptırdığı “YEŞİL NOKTA Algı Araştırması” sonuçları, Türkiye’deki bireylerin ambalaj atıklarının geri dönüşümü ve çevresel etkisi hakkındaki algı ve davranışları bakımından açıklandı.

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”nın, ZENNA Araştırma işbirliğinde Türkiye genelinde 18 yaş ve üzeri 1.000 kişi ile, 7 bölgeyi temsilen 26 ilde CAWI (çevrim içi anket uygulama yöntemi) ile görüşülerek gerçekleştirildiğini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer “Bu araştırma 18 yaş ve üzeri 50 milyonluk bir nüfusu temsil ediyor” açıklamasında bulundu.

39 Milyon Kişinin Gözünde İşyerlerinde Ambalaj Atıkları Çöpten Ayrı Biriktiriliyor

Araştırmaya katılan bireylerin %79’u ambalaj atıklarının iş yerlerinde çöpten ayrı biriktirildiğini belirtti. Bunun araştırmanın kapsamı düşünüldüğünde 39 milyon kişiye karşılık geldiğini bildiren Genel Sekreter İmer, “Bu yüksek rakamı, okullara, hastanelere, kamu kurumlarına ve özel iş yerlerine özellikle Sıfır Atık Yönetmeliği ve devletin Sıfır Atık politikasıyla birlikte görünür şekilde yerleştirilen geri dönüşüm kutularının bireylerde yarattığı olumlu algının sonucu olarak değerlendiriyorum. Toplumda bu konuda oluşmuş farkındalık bakımından çok önemli bir başarı” şeklinde konuştu. İmer sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan, bireyler iş yerlerinde atıkların ayrı biriktirildiğini söylerken, bu konunun ne kadar içinde yer aldıklarını ortaya koymaksızın edilgen bir yaklaşımı dile getiriyorlar. Oysa iş yerlerinde yaratılan farkındalığın, atıkların sistemli, verimli ve entegre olarak toplanıp geri dönüştürülmesi ile sonuçlandırılması gerektiğini düşünürsek, daha sahada yapılması gereken önemli işler var.”

29 Milyon Kişi Evde Her Zaman Ambalaj Atıklarını Ayrı Biriktirdiğini Söylüyor

Evde her zaman ambalaj atıklarını ayrı biriktirdiğini söyleyenlerin oranı %58; araştırmaya katılanların Türkiye nüfusu içinde temsiliyet oranı düşünüldüğünde böyle söyleyen kişi sayısı yaklaşık 29 milyona denk geliyor. Bunun Türkiye’de en az üç kişiden birisinin ambalaj atıklarını sürekli ve düzenli olarak ayrı biriktirdiği anlamına geldiğini belirten Mete İmer “Maalesef bu iddialı sonuç, kaynağında ayrı toplanan ve geri dönüştürülen tüketim sonrası ambalaj atıkları ile ilgili yayımlanan son veri ve gözlemlerle örtüşmüyor. Bu yanıtı verenlerin bir bölümü toplumda ahlaki bir değer haline gelen geri dönüşümle ilgili bireysel sorumluluk algısına uygun davranma içgüdüsüyle yanıtlamış olmalı” şeklinde konuştu. İmer, bununla birlikte, geri dönüşümün toplumda bireysel bir sorumluluk olarak algılanır hale gelmesinin son derece sevindirici olduğunu sözlerine ekledi.

Ambalaj Atıklarını Ayrı Biriktirmeyenler Evde Biriktirebilecekleri Yeterli Alan Olmadığını, Toplama Yapıldığını Görmediklerini, Nasıl Ayıracaklarını Bilmediklerini İşaretliyor

Araştırmaya katılanlardan ambalaj atıklarını çöpten ayrı biriktirmemelerinin en önemli 4 nedenini işaretlemeleri istendiğinde, %47’si evde biriktirebileceği alan bulunmadığını, %47’si bulunduğu bölgede toplama yapıldığını görmediğini, %44’ü nereye atacağını bilmediğini veya bulunduğu bölgede atık kutusu bulunmadığını, %24’ü ise nasıl ayıracağını bilmediğini belirtiyor. Mete İmer “Araştırmaya katılanlardan ambalaj atıklarını ayrı biriktirmediğini bildirenler 9,5 milyon kişiye karşılık geliyor. Ambalaj atıklarını biriktirmeme nedenleri arasında “evde biriktirebileceği alan olmaması”, “yaşadıkları bölgede atıkların ayrı toplandığını görmemeleri”, “atıkları nereye atacaklarını bilmemeleri veya bölgede atık kutusu bulunmaması” öne çıkıyor” dedikten sonra “Bu konuda ikili toplama yöntemi uygulanarak evde biriktirilecek alan gereksinimi en aza indirilebilir; aslında atık olarak ortaya çıkan hacim değişmiyor; geri dönüştürülebilir ve kompostlanabilir olmak üzere aynı hacim ikiye bölünüyor. Bölgede toplama yapılmaması ve yeteri kadar atık konteyneri bulunmaması işin belediye ve ilgili kurumlarca finansal ve yönetsel olarak organize edilmesiyle ilgili. Bizim bunun için önerimiz, dünyada başarıyla uygulanmakta olan, belediyelerle işbirliği içindeki Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu sistemidir” şeklinde konuştu.

20 Milyon İnsan Geri Dönüşüm Kutularını Kullanırken Zorlandığını, Kutuların Üzerindeki Görsel ve Açıklamaların Kafa Karıştırdığını Bildiriyor

Kafe, restoran, sinema, gibi sosyal ortamlarda yer alan geri dönüşüm kutularını kullanırken, kutuların üzerindeki açıklamaların yeterli olduğunu ve zorlanmadığını bildirenlerin oranı %59 iken zorlandığını bildirenlerin oranı ise %41. Algı araştırmasının temsiliyet oranı dikkate alındığında zorluk çeken yaklaşık 20 milyon kişi kutuların üzerinde yazan açıklamaların kafa karıştırdığını belirtiyor. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri “Algı araştırmasından çıkan bu sonucun yetkililerce dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Geri dönüşümün toplumsal bir alışkanlık haline gelebilmesi için eğitim düzeyi ne olursa olsun herkese hitap etmesi, atık biriktirme ve toplama sisteminin basit, geri dönüşüm kutularının üzerine konulan görsel ve açıklamaların anlaşılır olması gerekli. Sıfır Atık söylemi toplumda genel bir farkındalık yaratılmasını sağladı ancak yürürlükteki Sıfır Atık Yönetmeliği özellikle biriktirme ve toplama sistemi, atık kutularının çeşitliliği bakımından fazla karmaşık” yorumunda bulundu.

Bireylerin Çevresel Etki Bakımından Önemsedikleri Davranışların Başında Suyu Dikkatli Kullanmak, Enerji Tasarruflu ve Geri Dönüşümlü Ürünleri Tercih Etmek Geliyor

Algı araştırması bireylerin çevresel etki kapsamında en çok dikkat ettikleri davranışları da belirledi. Buna göre katılımcıların en fazla önemsediği yedi davranış ve yüzdeleri şöyle: Suyu dikkatli kullanmak (%63), beyaz eşyada A sınıfı ürünleri tercih etmek (%51), geri dönüşümlü ürünleri tercih etmek (%48), temizlik ürünlerinde daha az kimyasal madde içeren ürünleri tercih etmek (%46), tekstil, gıda ve diğer ürünleri gerektiğinden fazla tüketmemek (%44), organik gıdaları tercih etmek (%37), çevreye olan etkiyi düşünerek toplu taşıma araçlarını tercih etmek (%33).

Çocukların Gelişimi, Ormanların Korunması ve Sokak Hayvanlarının Yaşam Koşullarının İyileştirilmesine Yönelik Çalışmalar En Çok Destek Olunan Alanlar Olarak Ortaya Çıktı

YEŞIL NOKTA Algı Araştırması’nda çevresel etki kapsamında bireylerin en çok destek verdiği beş alan yüzdeleriyle birlikte şunlar: Çocukların gelişimine katkı sağlayacak çalışmalar (%44), ormanların korunmasına yönelik çalışmalar (%43), sokak hayvanlarının yaşam koşullarının iyileştirmesine yönelik çalışmalar (%43), yoksullara yardım çalışmaları (%41), deniz kirliliğini önlemeye yönelik çalışmalar (%40).

YEŞIL NOKTA Algı Araştırması’nın bireylerin çevresel etki kapsamında önemsedikleri davranışlar ve destek verdikleri alanların günümüzde dünyada ortaya çıkan çevresel eğilimlerle uyumlu olduğunu söyleyen Genel Sekreter İmer “Bireylerin yaptıkları bu seçimlerin iklim krizinin yarattığı sorunların ve döngüsel ekonomiye geçişin birer göstergesi olduğunu düşünüyoruz. Ancak iklim krizi konusunda daha fazla bilinçlenme ve eyleme geçme gereksinimimiz var” şeklinde sözlerini tamamladı.

Araştırmanın Künyesi

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”, ZENNA Kurumsal Marka Yönetimi Araştırmaları ve Danışmanlığı tarafından ÇEVKO Vakfı için gerçekleştirilmiştir.

Araştırma kapsamında, ambalaj atıkları konusunda tüketici tutum ve davranışları, tüketicilerin market alışverişinde konuya olan duyarlılığı ve YEŞİL NOKTA işareti olan markalara yönelik algılarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma, Nisan 2024 tarihinde Türkiye halk geneli nezdinde 18 yaş ve üzeri kişilerle olmak üzere, 7 bölgeyi temsilen 26 ilde 1.000 kişi ile CAWI (Online anket uygulama yöntemi) ile yöntemi ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir.

Araştırma kapsamında online (CAWI) görüşme yöntemine bağlı olarak DE SES ve 65 yaş üzeri nüfus oranı olması gerekenin altında tutulmuştur. Bu da, Türkiye’de 18 yaş ve üzeri resmi rakamlara göre 65 milyon olan nüfus yerine 50 milyon nüfusun temsiliyeti anlamına gelmektedir. Araştırma, Türkiye halk geneli nezdinde 18 yaş ve üzeri 50 milyon insanı temsil etmektedir.

 

algıÇEVKO Vakfı “YEŞİL NOKTA Algı Araştırması” 2024 yılı sonuçlarına göre her iki kişiden birisi YEŞİL NOKTA işaretini daha önce gördüğünü belirtti. Her beş kişiden birinin YEŞİL NOKTA’nın anlamını doğru ifade ettiği araştırmada, kısa bir tanıtımın ardından, araştırmaya katılan tüketicilerin %75’inden fazlası YEŞİL NOKTA’lı markalara güvendiklerini, satın almaları halinde geri dönüşüme destek oldukları için kendilerini iyi hissedeceklerini, YEŞİL NOKTA’lı ürünleri kullanmayı sürdüreceklerini ve başkalarına da önereceklerini bildiriyor. Araştırmaya katılan %74’ün üzerinde tüketici de YEŞİL NOKTA’yı kullanan şirketleri yasal yükümlülüğünü yerine getiren, sürdürülebilirlik konusunda çalışan, çevreye olan etkisini hesaplayan, geri dönüşüme mali destek veren, üretici sorumluluğunu uygulayan şirketler olarak algıladıklarını beyan ediyor. Tüketicilerin ürün satın alırken seçtikleri markaya karar vermelerinde en etkili dört faktör arasında, her iki tüketiciden birinin dikkatini çekecek şekilde, ürünün çevreye olan etkisi yer alıyor.

ÇEVKO Vakfı’nın yıl içinde yaptırdığı “YEŞİL NOKTA Algı Araştırması” sonuçları, Vakfın Türkiye’deki temsilcisi olduğu uluslararası YEŞİL NOKTA işaretinin ülkemizdeki bilinirliği, algısı, markalar ve şirketler için tüketicilerin satın alma kararlarına etkisi bakımından açıklandı.

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”nın, ZENNA Araştırma işbirliğinde Türkiye genelinde 18 yaş ve üzeri 1.000 kişi ile, 7 bölgeyi temsilen 26 ilde CAWI (çevrim içi anket uygulama yöntemi) ile görüşülerek gerçekleştirildiğini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer “Bu araştırma 18 yaş ve üzeri 50 milyonluk bir nüfusu temsil ediyor” dedikten sonra araştırmanın %50 kadın ve %50 erkek esasına göre yapıldığını, YEŞİL NOKTA farkındalığı bakımından kadınların öne çıktığını sözlerine ekledi.

Ülkemizde 25 Milyon Kişi YEŞİL NOKTA İşaretini Gördüğünü Hatırlıyor

Mete İmer, “Yeşil Nokta; sanayi sorumluluğunu simgeleyen, uluslararası bir model haline gelmiştir. Bir ambalajın üzerinde yer alan "Yeşil Nokta" işareti, o ambalajlı ürünü piyasaya süren ekonomik işletmenin ambalaj atıklarının geri kazanımı ile ilgili geri dönüşüm sistemine maili katkı sağladığı anlamına gelmektedir. YEŞİL NOKTA işareti,dünyada 150 binden fazla üretici tarafından kullanmakta, yılda yarım milyarın üzerinde tüketiciye sunulan ve 400 milyarı aşan ürün ambalajında yer almaktadır. Ülkemizde yaptırdığımız araştırmaya göre ise, halk genelinde her 2 kişiden biri, yani 25 milyon insanımız YEŞİL NOKTA işaretini daha önce gördüğünü belirtirken, her 5 kişiden biri, yani 10 milyon kişi ise, gördüğü YEŞİL NOKTA işaretinin ne anlama geldiğini doğru olarak tanımladı” dedi.

YEŞİL NOKTA’lı Marka, Tüketicisine Kendini Daha İyi Hissettiriyor

Görüşülen kişilere YEŞİL NOKTA ile ilgili tanıtıcı bilgi verildikten sonra ortaya çıkan sonuçların daha da çarpıcı hale geldiğini vurgulayan Mete İmer “Uluslararası Yeşil Nokta işareti ile ilgili kısa bilgilendirme sonrası tüketicilerin %75’ten fazlası,

  • YEŞİL NOKTA’lı ürünleri satın aldığı için geri dönüşüme destek olduğunu,
  • YEŞİL NOKTA’lı ürünlerin çevrenin korunmasına katkı sağladığını düşündüğünü,
  • Yeşil NOKTA’lı markayı kullandığında kendini daha iyi hissettiğini,
  • YEŞİL NOKTA’lı ürünleri olan markalara güvendiğini,
  • YEŞİL NOKTA işareti olan markaları kullandığını ve kullanmaya devam edeceğini,
  • YEŞİL NOKTA işareti olan markaları tanıdıklarına da kullanmaları için önerdiğini bildirdi” dedi.

YEŞİL NOKTA’yı Kullanan Şirketler Hakkında Tüketicinin Algısı Olumlu Çıktı

Yeşil Nokta’yı ambalajlarında kullanan şirketler için araştırmaya katılan tüketicilerin %74’ünden fazlası bu şirketlerin:

  • Ambalaj atıklarının geri dönüşümü ile ilgili yasal yükümlülüğünü yerine getiren,
  • Sürdürülebilirlik konusunda çalışan,
  • Çevreye olan etkilerini hesaplayan,
  • Geri dönüşüme mali destek veren,
  • Üretici Sorumluluğu’nu uygulayan şirketler olduğunu düşünüyor.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer “Tüketicilerin Yeşil Nokta’yı kullanan şirketler hakkında büyük çoğunlukla katıldıkları bu olumlu algılar Yeşil Nokta çalışmalarının başarısı açısından son derece sevindiricidir” yorumunda bulundu.

Ürünün Çevreye Olan Etkisi Tüketicilerin Ürün Satın Alma Kararlarında En Etkili Dört Faktör Arasında Yer Alıyor

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”na katılanlardan ürün satın alırken seçtikleri markalara karar vermelerinde etkili olan en önemli dört faktörü seçmeleri istendiğinde tüketicilerin %69’u ürün kalitesi, yüzde 60’ı ürün fiyatı, %50’si ürünün çevreye olan etkisi, %44’ü ise ürünün son kullanım tarihi olduğunu söylüyor. Satın alacakları ürünün çevreye etkisini nasıl belirlediklerine ilişkin verilen seçeneklerden tüketicilerin %79’u ürünün ambalajı üzerindeki görselleri ve yazıları kontrol ettiği, %43’ü bildiği, güvendiği markaları satın aldığı, %31’i ise ürünün markasını internette incelediği yönünde görüş bildiriyor. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri İmer “Günümüzde ürünlerin çevreye olan etkisinin her iki tüketiciden birinin dikkatini çekecek kadar önem kazandığı ve tüketicilerin bu etkiyi anlamak için ambalaj üzerindeki mesajları kontrol ettiği, hatta küçümsenemeyecek bir kısmının markayı internette incelediği ortaya çıktı” şeklinde konuştu.

Araştırmanın Künyesi

“YEŞİL NOKTA Algı Araştırması”, ZENNA Kurumsal Marka Yönetimi Araştırmaları ve Danışmanlığı tarafından ÇEVKO Vakfı için gerçekleştirilmiştir.

Araştırma kapsamında, ambalaj atıkları konusunda tüketici tutum ve davranışları, tüketicilerin market alışverişinde konuya olan duyarlılığı ve YEŞİL NOKTA işareti olan markalara yönelik algılarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırma, Nisan 2024 tarihinde Türkiye halk geneli nezdinde 18 yaş ve üzeri kişilerle olmak üzere, 7 bölgeyi temsilen 26 ilde 1.000 kişi ile CAWI (Online anket uygulama yöntemi) yöntemi ile görüşülerek gerçekleştirilmiştir.

Araştırma kapsamında online (CAWI) görüşme yöntemine bağlı olarak DE SES ve 65 yaş üzeri nüfus oranı olması gerekenin altında tutulmuştur. Bu da Türkiye’de 18 yaş ve üzeri resmi rakamlara göre 65 milyon olan nüfus yerine 50 milyon nüfusun temsiliyeti anlamına gelmektedir. Araştırma, Türkiye halk geneli nezdinde 18 yaş ve üzeri 50 milyon insanı temsil etmektedir.

 

getammmmYıldız Teknik Üniversitesi-ÇEVKO işbirliği Türkiye’de önemli bir boşluğu dolduruyor

Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, ÇEVKO Vakfı ortaklığında uluslararası ve ulusal standart ve akreditasyon kuralları esas alınarak kurulan “Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi (GETAM)” bir yılını geride bıraktı. Sürdürülebilirlik odaklı Kamu - Akademi - Sanayi iş birliklerine yeni bir boyut kazandıran merkez, üreticilerin ihtiyaç duyabileceği sertifikasyonları sağlıyor. GETAM, Yıldız Teknik Üniversitesi uzmanlığı ve ÇEVKO deneyimi ile Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçişinde önemli bir boşluğu dolduruyor.

Yıldız Teknik Üniversitesi tarafından, ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı ortaklığında, İstanbul Kalkınma Ajansı Yenilikçi İstanbul Mali Destek Programı’na yapılan başvurunun kabulü ile 2023 yılında kurulan “Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi” (GETAM), birinci yıldönümünü kutladı.

GETAM’ın, döngüsel ekonomiye geçiş ve iklim krizi ile mücadelenin dünya gündeminin üst sıralarına oturduğu bir dönemde, Türkiye’de önemli bir boşluğu doldurmak üzere kurulduğunu belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Halen Türkiye’nin en önemli ihracat pazarı olan Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi kapsamında Yeşil Mutabakat ve Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü gibi bir dizi yasal düzenlemeyi yürürlüğe koyması, ülkemizde de bu alanda ciddi adımlar atılmasını özellikle zorunlu kılıyor. Merkez, ambalajların geri dönüştürülebilirliği, içerdiği geri dönüştürülmüş madde oranının belirlenmesi, biyobozunurluğu gibi konularda gerçekleştirebileceği test ve analizler ile üreticilerin gereksinim duyacakları sertifikasyonları sağlayarak döngüsel ekonomiye geçişte önemli katkı sağlayacak durumda.”

Birçok alanda sertifikasyon sunabiliyor

İmer, GETAM’ın Türkiye’de özel sektörün gerek ulusal gerekse uluslararası alandaki sertifikasyon gereksinimlerini uluslararası standartlar doğrultusunda sağlayabileceğinin altını çizdi. Yıldız Teknik Üniversitesi bünyesinde çalışan merkezin Geri Dönüşüm Hattı, Mekanik ve Fiziksel Testler ve Mikrobiyal Analizör cihazları ile güçlü bir donanıma sahip olduğunu söyleyen İmer, merkez hakkında ayrıntılı bilgi verdi: “HDPE, LDPE ve PP analizi ile plastik ambalajdaki geri dönüştürülmüş, ikinci malzeme kullanım oranı MFI (Erime Akış Endeksi), DSC (Diferansiyel Taramalı Kalorimetre) ve diğer testler ile 3 hafta içerisinde saptanabiliyor. Ürünlerdeki PET hammadde ve geri dönüştürülmüş madde içeriği ise, PET analizi ile belirlenebiliyor. Geri Dönüştürülebilirlik Oranının Tayini için ise MFI, DSC ve diğer gerekli testler kullanılarak, ürünün ticari geri dönüşüm tesislerinde ne kadarlık verimle geri dönüşümünün sağlanabileceği 2 hafta içinde tespit edilebiliyor. Tüm bu süreçler sonunda sağlanacak sertifikaların, üreticilerin ihracatında kullanılması, yurtiçinde de döngüsel ekonominin en önemli bileşenlerinden olan atık yönetimine katkı sağlaması öngörüldü.”

Türkiye ciddi bir geri dönüşüm kapasitesine sahip

Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine göre, Türkiye’de 2022 yılında, ithal atıklar da dahil olmak üzere, 48,5 milyon ton, 2.866 atık işleme tesisinde metal, plastik, kağıt, vb. atık geri dönüştürüldü. Bunun yarıdan fazlasının, yani 24-25 milyon tondan fazlasının ithal edildiğinin hesaplanabileceğini belirten ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer şöyle konuştu: “Sorun, kendi atıklarımızı ayrı toplayıp değerlendirememe sorunudur. Atık ithalatında yaşanacak daralma, bu nedenle, geri dönüşüm kapasitesini atıl hale getirebilir. Özellikle hane halkından tüketim sonrası ortaya çıkan kendi atıklarımızı kaynağında ayrı toplayarak değerlendirecek önlemleri bir an önce almak son derece önemli. Büyük nüfusa sahip ülkemizde, sanayinin hammadde gereksinimi haline gelen geri dönüştürülebilir atıklarımızı toplayıp değerlendirebildiğimiz takdirde ülkemizdeki geri dönüşüm kapasitesini atık ithalatını en aza indirecek şekilde kullanabiliriz.”

“Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu mutlaka yeniden tesis edilmeli”

Atık yönetiminde Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun önemine değinen İmer, şöyle devam etti: “Elbette üreticinin de atık konusunda sorumluluğu var ve özellikle ambalajlı ürün üreticileri, bu sorumluluğu ciddiyetle sahiplenmektedir. Hane halklarından çıkan tüketim sonrası ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, geri dönüştürülmesi konusunda dünyanın geliştirmiş olduğu finansal ve yönetsel çözümlerden birisi, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemleridir. GÜS, üreticinin ürünle ilgili sorumluluğunu, tüketim sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır. Nitekim hammaddelerin temininden üretimine, atık yönetiminden atık olmaktan çıkma süreçlerine kadar döngüsel ekonomide, eko tasarım, dayanıklılık, onarılabilirlik, tekrar kullanılabilirlik, kaynağında ayrı toplama ve üst dönüşüm gibi kriterlerin yaşama geçirilebilmesi için, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ilkeleri yoluyla sağlanan mali teşvik ve caydırıcı önlemler kullanılmaktadır. Ülkemizde 4-5 yıl öncesine kadar uygulanan ancak son dönemde terk edilen GÜS’ün mutlaka yeniden işlerlik kazanması gerekiyor.”

ÇEVKO Vakfı RecyClass’a üye oldu

ÇEVKO Vakfı, bilimsel yaklaşımıyla plastik atıkların kaynağının güvenilir şekilde izlenebilirliği ve plastik ürünlerde geri dönüştürülmüş içeriğin hesaplanması ve doğrulanması için hizmet veren RecyClass’a üye oldu. RecyClass, geri dönüştürülebilirliği geliştiren, plastik atıkların kökenine şeffaflık getiren ve Avrupa'da geri dönüştürülmüş plastik hesaplama ve izlenebilirliğine yönelik uyumlu bir yaklaşım oluşturan, kar amacı gütmeyen, sektörler arası bir girişim. RecyClass, Geri Dönüşüm Tasarım Kılavuzları ve RecyClass Çevrimiçi Aracı için temel oluşturan yenilikçi plastik ambalaj malzemeleri için Geri Dönüştürülebilirlik Değerlendirme Protokolleri ve bilimsel test yöntemleri geliştiren, plastik ambalajlar için Geri Dönüştürülebilirlik Sertifikaları, plastik ürünler için Geri Dönüşüm İşlemi Sertifikası ve Geri Dönüşümlü Plastik İzlenebilirlik Sertifikası veriyor.

miUzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı'nın Genel Sekreteri Mete İmer, Dünya Çevre Günü’nde Türkiye’deki değerlendirilebilir atıklar, atık ithalatı, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Çevre sürdürülebilirliğinde gönüllü sanayi inisiyatifi ve geniş kitlelere dokunan sivil toplum kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve özellikle son yıllarda “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularına odaklanan ÇEVKO Vakfı’nın Genel Sekreteri Mete İmer, Dünya Çevre Günü’nde Türkiye’deki değerlendirilebilir atıklar, atık ithalatı, geri dönüşüm ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Evsel tüketim sonrası ortaya çıkan atıkları kaynağında ayrı toplayarak değerlendirecek önlemlerin bir an önce alınması gerekliliğine vurgu yapan ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, geri dönüştürülebilir atıkların sanayinin hammadde gereksinimi haline gelmiş olduğunu söyledi ve atık ithalatını en aza indirmenin yolunun, atıkların etkin bir şekilde toplanıp değerlendirilmesinden geçtiğinin altını çizdi.

Mete İmer, Dünya genelinde kullanılan ve ülkemizde de 3-4 yıl öncesine dek uygulanıp, sonrasında terk edilen Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu’nun (GÜS) atıkların kaynağında toplanması için finansal bir model olarak kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunu ifade etti. ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Vakfın 2022 yılında oluşturduğu Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Çalışma Grubu’yla GÜS modelinin yeniden uygulamaya konulması için pilot projeler ve çalışmalar gerçekleştirdiğini de sözlerine ekledi.

Sürdürülebilirlik kavramının küresel değer zincirlerinde giderek artan önemi ve dünya genelinde tüketicilerin artan hassasiyetiyle günümüzde birçok şirketin üretim süreçlerinde, ürünlerinde ve ambalajlarında sürdürülebilir nitelikleri ön plana çıkardığına da değinen ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Türkiye’de bir ilk olan ÇEVKO Vakfı ve Yıldız Teknik Üniversitesi ortaklığında kurulan Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM’ın, şirketlere sürdürülebilirlik taahhüt ve iddialarını bilimsel verilerle destekleme olanağı sunduğunu da belirtti.

 

Türkiye Atık İstatistikleri


ÇEVKO Vakfı’nın ülkemizde kurucusu olduğu geri dönüşüm sistemlerinin bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de önemi gittikçe artan, geniş kapsamlı bir alan olduğunu ifade eden Mete İmer, “Türkiye’de geri dönüşümün durumunu anlayabilmek için öncelikle atık istatistiklerine bakmak gerekir. Ancak ne yazık ki ülkemizde önemli miktarda kayıt dışı faaliyet bulunmasına ek olarak bu konuda düzenli, güncel, doğru, ayrıntılı verilerin toplanması, analiz edilmesi ve yayımlanmasında da sıkıntılar bulunmaktadır. ” dedi.

TUİK tarafından Kasım 2023’te yayımlanan 2022 yılına ait atık istatistiklerine göre, araştırma kapsamındaki imalat sanayi işyerleri, maden işletmeleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri (OSB) ve hane halklarında 2022 yılında 29,4 milyon tonu tehlikeli olmak üzere toplam 109,2 milyon ton atık oluştuğunu belirten Mete İmer, “79,9 milyon ton tehlikesiz atığın 22,5 milyon tonu imalat sanayi, 27,8 milyon tonu termik santraller, 2,5 milyon tonu maden işletmeleri, 0,2 milyon tonu OSB’ler ve 26,8 milyon tonu hane halkı kaynaklı. Raporda hane halkından kaynaklı atık miktarının ‘Belediye Atık İstatistikleri Anketi sonuçları kullanılarak tahmin yöntemiyle hesaplandığı’ belirtiliyor. Rapor verilerine göre sanayi işletmeleri ve hane halkından çıkan yaklaşık 50 milyon ton tehlikesiz atığın geri kazanılabilecek nitelikte olduğu öne sürülebilir” şeklinde konuştu.

 

Belediyelerce Toplanan Atıkların Ne Kadarı Geri Dönüştürülüyor?


ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, sözlerini şöyle sürdürdü: “TUİK verilerine göre, toplam 1.391 belediyenin 1.389'unda atık hizmeti veriliyor ve 2022 yılında belediyelerce 30,3 milyon ton atık toplanmış durumda. Bu atıkların yüzde 85,9'u atık işleme tesislerine, yüzde 13,5'i belediye çöplüklerine gönderilirken, yüzde 0,6'sının ise açıkta yakılarak, gömülerek, dereye veya araziye dökülerek bertaraf edildiği belirtiliyor. Öte yandan, atık işleme tesisleri hem atıkların gömülerek bertaraf edildiği düzenli depolama tesislerini hem de geri dönüşüm tesislerini kapsadığı için, belediyelerce büyük çoğunluğu hane halkından olmak üzere toplanan atıkların ne kadarının geri dönüştürüldüğünü anlamak mümkün değil. Ancak gözlemlerimize, deneyimlerimize, yetkililerle konuşmalarımıza göre bu atıkların çok büyük kısmının düzenli depolama sahalarında gömüldüğünü söyleyebiliriz.”

 

Türkiye, Geri Dönüşüm Kapasitesini İthal Ettiği Atıkları İşleyerek Kullanırken, Tüketim Sonrası Değerlendirilebilir Atıklarını Bertaraf Ediyor.


Mete İmer, TUİK raporunun atık işleme tesislerinin durumu ile ilgili kısmında, 2022’de atık işleme tesislerinde, ithal atıklar da dahil olmak üzere 133,2 milyon ton atığın işlendiği bilgisinin yer aldığını belirterek, “Raporda, Atık Bertaraf ve Geri Kazanım Tesisleri Anketi kapsamında nihai atık bertaraf ve geri kazanım verilerini elde etmek amaçlandığından atık toplama, ayrıştırma, ara depolama gibi ön-işlem tesislerinin kapsam dışı tutulduğu; verilerin ithal atıkları da kapsadığı belirtiliyor. Atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde işlenen 133,2 milyon ton atığın 81,4 milyon tonunun gömülerek veya yakılarak bertaraf edildiği; 51,7 milyon tonunun ise geri kazanıldığı bilgisi yer alıyor. 51,7 milyon tonun 3,2 milyon tonunun yakma tesislerinde yakılarak enerji geri kazanımı gerçekleştirildiği; 120 bin tonunun kompost olarak geri kazanıldığı; 48,5 milyon tonunun da metal, plastik, kâğıt, mineral, vb. olarak geri dönüştürüldüğü kaydediliyor. Bu 48,5 milyon tonun geri dönüştürüldüğü tesis sayısı 2.866’dır” şeklinde konuştu.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, 2022 yılına ait TUİK Atık İstatistikleri Raporu verilerini, şu sözlerle yorumladı: “Türkiye’de yaklaşık 50 milyon ton geri kazanılabilir tehlikesiz atık, imalat sanayi, OSB’ler ve hane halkından toplanmakta; hane halkından belediyeler vasıtasıyla toplanan yaklaşık 26 milyon ton tehlikesiz değerlendirilebilir atık düzenli depolama tesislerinde bertaraf edilirken 2.866 geri dönüşüm tesisinde 48,5 milyon ton metal, plastik, kağıt, vb. değerlendirilebilir atık geri dönüştürülmektedir. Türkiye’deki bu tesislerde geri dönüştürülen atıkların, en iyi olasılıkla, yarıya yakını Türkiye’deki imalat sanayinden temin edilirken, yarıdan fazlasının yani 24-25 milyon tondan fazlasının ithal edildiği düşünülebilir. Geri dönüştürülen atıkların önemli bir kısmının da ihraç edildiği tahmin edilmektedir. Sonuç olarak, ciddi bir geri dönüşüm kapasitesine sahip olan Türkiye, bu kapasitesinin büyük bölümünü ithal ettiği atıkları işleyerek kullanırken, değerlendirilebilir atıkların büyük bölümünü bertaraf etmekte, yani toprağa gömmektedir. Sorun, kendi atıklarımızı ayrı toplayıp değerlendirememe sorunudur. Atık ithalatında yaşanacak daralma, bu nedenle, geri dönüşüm kapasitesini atıl hale getirebilir. 2023 ve 2024 yıllarının da benzer şekilde geçeceğini düşünüyor; özellikle hane halkından tüketim sonrası ortaya çıkan kendi atıklarımızı kaynağında ayrı toplayarak değerlendirecek önlemleri bir an önce almak gerektiği hususunu bir kez daha vurgulamak istiyorum.”

 

Ülkemizdeki Geri Dönüşüm Kapasitesini Atık İthalatını En Aza İndirecek Şekilde Kullanabiliriz


Mete İmer, atık ithalatı konusunda da şunları ifade etti: “2013 yılından itibaren getirilen kısıtlamalar ve denetimler nedeniyle AB’nin Çin ve Uzak Doğuyla değerlendirilebilir atık ticaretinin azalması sonrasında, Türkiye’nin geri dönüşüm sektörünün öneminin ve AB ile ticaret hacminin giderek arttığını düşünüyorum. Günümüzde özellikle Türkiye’den son derece rekabetçi bir ortamda giden değerlendirilebilir plastik atıkların Avrupa’daki geri dönüşümcüleri kara kara düşündürdüğünü bizzat dinledim. Ancak Avrupa Birliği’nin döngüsel ekonomi kapsamında Yeşil Mutabakat, Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü de dahil olmak üzere bir dizi yasal düzenlemeyi yürürlüğe sokmakta olduğunu, AB’de çıkan değerlendirilebilir atıkların AB içinde geri dönüştürülmesi için önlemlerin konuşulduğunu, AB’nin ihraç veya ithal ettiği değerlendirilebilir atıklarla ilgili süreçlerde kalite, iş ve çevre güvenliği, yasalara uygunluk, insan hakları gibi sürdürülebilirlik ilkelerine uyumu öne çıkarmakta olduğunu izliyoruz. AB ile ticaretimizi sürdürebilmek için bizim de benzer süreçlerimizi bu ilkelere göre gözden geçirmemizde yarar var. Büyük nüfusa sahip ülkemizde, sanayinin hammadde gereksinimi haline gelen geri dönüştürülebilir atıklarımızı toplayıp değerlendirebildiğimiz takdirde ülkemizdeki geri dönüşüm kapasitesini atık ithalatını en aza indirecek şekilde kullanabiliriz.”

 

Ülkemizde Bir Süre Uygulanıp Sonradan Terk Edilen GÜS, Geri Dönüşüm için Verimli Bir Finansman Modelidir

Geri dönüşüm sürecini, tüketicilerce kaynağında ayrı biriktirilen atıkların belediyelerin sorumluluğunda kaynağında ayrı toplanması, lisanslı geri dönüşüm tesislerinde geri dönüştürülmesi ve alanında disiplinli çalışma geçmişine ve nitelikli insan kaynağına sahip geri kazanım örgütlerince koordinasyonu olarak özetleyen Mete İmer, “Bu konuda farkındalığın arttırılması ve belediyelerin kaynağında ayrı toplama uygulamalarının sürekliliğini sağlaması büyük önem taşıyor. Elbette üreticinin sorumluluğu da var ve önde gelen ambalajlı ürün üreticileri, bu sorumluluğu ciddiyetle sahiplenmekteler. Özellikle hane halklarından çıkan tüketim sonrası ambalaj atıklarının kaynağında ayrı toplanması, geri dönüştürülmesi konusunda dünyanın geliştirmiş olduğu finansal ve yönetsel çözümlerden birisi, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) sistemidir. GÜS, üreticinin ürünle ilgili sorumluluğunu, tüketim sonrası evreye genişlettiği bir çevre politikasıdır” dedi.

Atıklar bundan 30 yıl öncesine dek bertaraf edilmesi gereken malzemeler olarak görülürken, geri dönüşüm konusunun günümüzde, çok daha farklı bir boyuta geldiğini vurgulayan Mete İmer, bu alanda özellikle AB Döngüsel Ekonomi Paketi’nde hammaddelerin temininden üretim süreçlerine, atık yönetim süreçlerinden atık olmaktan çıkma, dayanıklılık ve onarılabilirlik gibi farklı kriterlere, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu ilkelerinden mali teşviklere kadar çok çeşitli konular yer aldığını ifade etti.

Mete İmer, geri dönüşüm süreçlerinin olmazsa olmazı olan atık yönetimi, sorumlu üretim ve sorumlu tüketim konularının odağında yer alan GÜS modeli hakkında şunları söyledi: “Değerlendirilebilir atıkların kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüştürülmesi ile ilgili altyapının ülkemizde kurulması ve işletilmesi en önemli konudur. Dünya genelinde kullanılan ve döngüsel ekonomiyle önemi çok daha fazla artan Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu (GÜS) modeli, ülkemizde de 3-4 yıl öncesine dek uygulandı, ancak sonrasında terk edildi. 2020 yılından itibaren ambalaj ve diğer atıklar için ekonomik işletmeler Hazine ve Maliye Bakanlığı’na GEKAP ödüyorlar. Oysa GÜS, doğası gereği bir vergi değildir. Günümüzde belediyelerin tüketim sonrası değerlendirilebilir atıkları kaynağında ayrı toplama uygulamalarında kopukluklar yaşanabiliyor. GÜS modelinin, ülkemizde finansal bir model olarak atıkların kaynağında toplanması için kullanılabilecek verimli bir yöntem olduğunun altını özellikle çizmek gerekir. Elbette bu çözüm, denetim, yaptırım, teşvik ve farkındalık çalışmalarıyla desteklenmelidir. Ülkemizde 15 yıl başarıyla uygulanıp sonra terk edilen GÜS modelinin yeniden uygulamaya konulması için 2022 yılında oluşturduğumuz Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu Çalışma Grubu’muzla pilot projeler ve çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”

 

Geri Dönüşüm Alanında Doğru Kararlar İçin Süreç Yönetimini, Sürdürülebilirlik İlkelerini, Bilimsel Ve Teknolojik Gelişmeleri Esas Almalıyız


Çevresel sürdürülebilirlik ajandasının en önemli iki konusunun, son yılllarda ÇEVKO Vakfı’nın ülkemizde fikirsel önderlik üstlendiği döngüsel ekonomiye geçiş ve iklim kriziyle savaşımın daha etkin bir şekilde yürütülmesi gerekliliği olduğunu ifade eden Mete İmer, döngüsel ekonomiye geçişte, ürünlerin en az atık oluşacak şekilde üretilmesi, dayanıklılığının arttırılması, onarılabilmesi, tekrar kullanılması ve geri dönüştürülmesi ile kaynak israfının önlenmesinin temel hedef olduğunu vurguladı.

Dünyada her konuda olduğu gibi geri dönüşüm sektöründe de önemli gelişmelerin ve inovasyonların gerçekleştiğini belirten Mete İmer, “Değerlendirilebilir atıkların mekanik olarak ayrılmasıyla ilgili yüksek teknoloji kullanan otomatik ayırma sistemi yatırımları ülkemiz için de önemli. Plastik atıkların geri dönüşümünde kimyasal geri dönüşüm tesislerinin önemi artmakta. Bu konuda ülkemizde de önemli yatırımlar olduğunu biliyoruz. Dünyada ambalaj, elektrikli ve elektronik alet, akü ve pil, madeni yağ, bitkisel yağ, araç lastiği, tekstil atıklarının geri dönüşümü ile ilgili başarılı çalışmalar bulunmakta, bu sektörlere atık üreten diğer sektörler de zamanla eklenmektedir. Geri dönüşüm konusunda yapılan yanlışlar ya bilgi eksikliğinden ya da önyargılardan kaynaklanmaktadır. Doğru kararlar için süreç yönetimini, sürdürülebilirlik ilkelerini, bilimsel ve teknolojik gelişmeleri esas almalıyız” dedi.

 

Sürdürülebilirlik İddialarında Yeşil Aklamaya Dikkat!


ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Küresel değer zincirlerinde giderek önem kazanan ‘sürdürülebilirlik’ kavramı, dünya genelinde tüketicilerin de artan hassasiyetiyle birçok şirketin iş ve üretim süreçlerinde köklü değişiklikleri beraberinde getirmiştir. Günümüzde birçok şirket, sadece sürdürülebilirlik taahhütlerinin bir gereği olarak değil, aynı zamanda küresel ticaretin de bir gereksinimi olarak üretim süreçlerinde, ürünlerinde ve ambalajlarında sürdürülebilir nitelikleri ön plana çıkarmaktadır. Hatta bu konuda gerçekle bağdaşmayan iddialar, dünya literatürüne ‘yeşil aklama’ olarak girmiştir ve bu konu giderek önem kazanmaktadır.”

 

ÇEVKO Vakfı GETAM’la Ülkemizde Bir İlke İmza Attı


ÇEVKO Vakfı ve Yıldız Teknik Üniversitesi ortaklığında, Türkiye’de bir ilk olarak kurulan Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM’ın, şirketlere sürdürülebilirlik taahhüt ve iddialarını bilimsel verilerle destekleme olanağı sunduğunu belirten Mete İmer, “Dünya genelinde özellikle plastik konusunda, belirlenen hedefler sonucunda ve sürdürülebilirlik kaygısıyla, geri dönüştürülebilirlik, ürün içindeki geri dönüştürülmüş malzeme miktarının belirlenmesi, biyobozunurluk gibi yeni test ve analizlere gereksinim duymaya başladı. GETAM’ın ülkemizde geri dönüşüm alanındaki araştırma-geliştirme çalışmaları, akademik bilgi birikiminin sağlanması ve sanayinin gereksinimlerinin karşılanması bakımından yenilikçi, çevre ile daha dost ürünlerin geliştirilmesine katkı sağlayacağını öngörüyoruz” dedi.

 

Nötr Son page 0001Nasıl günlük yaşantımızda ulaşım, ısınma, enerji tüketimi, beslenme ve benzerlerinden kaynaklı ardımızda bir iz bırakıyorsak, iş yaşantımızın doğal akışında da gerçekleştirmekte olduğumuz;

- Kongre
- Konferans
- Seminer
- Çalıştay
- Basın toplantısı
- Konser
- Lansman gibi pek çok faaliyetimizden kaynaklı çevre üzerinde kaçınılmaz bir etki oluşturuyoruz.

Çevreye olan bu etkilerimizin farkında mıyız?

Tüm bu faaliyetlerin çevre üzerindeki en temel etkinliklerinden olan karbon ayak izinin ISO 14064-1
standartlarına göre hesaplanması, doğrulanması, sertifikalandırılması ve tüm bu etkilerin ortadan kaldırılması
çalışmalarınıza destek oluyoruz.

Neden?

Faaliyetlerinizin çevresel sürdürülebilirlik performansını değerlendirebilir, karbon ayak izinizi azaltmaya yönelik
stratejiler geliştirebilir ve sürdürülebilirlik hedeflerinize bir adım daha yaklaşabilirsiniz.

İletişim için : This email address is being protected from spambots. You need JavaScript enabled to view it.

 

getamYıldız Teknik Üniversitesi ve ÇEVKO Vakfı iş birliği ile hayata geçirilen Türkiye'nin ilk Geri Kazanım Test ve Araştırma Merkezi GETAM’da;

  • Ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak,
  • Geri kazanılabilirlikten geri dönüştürülmüş malzeme içeriğine,
  • Kompostlanabilirlikten biyobozunurluğa kadar ihtiyaç duyulan birçok analizi gerçekleştirmekteyiz.
  • Geri dönüştürülmüş malzemeler ile çevre dostu ürünler üzerinde yapılan detaylı analizler ile sanayiye yenilikçi çözümler sağlamaktayız.

Ambalajlarınızın Çevresel Etkilerini Bilimsel Olarak Kanıtlayın!

Detaylı bilgi için tıklayınız.

1ÇEVKO Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı olarak Olağan Genel Kurulumuzu 23 Mayıs Perşembe günü Üyemiz Coca Cola’nın ev sahipliğinde gerçekleştirdik.

web kapakDeğerli Okuyucular,

ÇEVKO DÖNÜŞÜM’ün bu sayısında konuları “Yeşil Dönüşüm”, “Sorumlu Sanayi ve Sürdürülebilirlik”, “Yeşil Nokta” ve “Atık Yönetimi ve Geri Dönüşüm” başlıkları altında topladık. Dergimizi daha kolay okunabilir olması için kısalttık, metinlerin İngilizcelerini tam çeviri yerine özet olarak vermeyi kararlaştırdık.  Yenilikçi bir yaklaşımla vektörel tasarımlı görsellere yer verdik.  Umarım e-dergimizin yeni halini beğenirsiniz.

AB’de Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’ne son halini vermek üzere Komisyon, Parlamento ve Konsey arasındaki görüşmeler tamamlanmak üzere.  AB kuralları uyarınca “Direktif”e göre tüm üye devletler açısından daha bağlayıcı bir norm olan “Tüzük” durumuna getirilen ilgili düzenleme, AB’nin açıklamasına göre: “Ambalaj ve ambalaj atıkları için AB yasal çerçevesini güncellemektedir; Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın ve yeni AB Döngüsel Ekonomi Eylem Planı’nın ayrılmaz bir parçası olarak, AB'nin 2050 yılına kadar net sera gazı emisyonu olmayan ve ekonomik büyümenin kaynak kullanımından ayrıştığı, modern, kaynakların verimli kullanıldığı, temiz ve rekabetçi bir ekonomi için büyüme stratejisine katkıda bulunacaktır.”

Yeni düzenleme gereksinimini, AB Komisyonu, yaptıkları etki değerlendirmesine göre şu üç ana soruna bağlamaktadır:

(1) Artan ambalaj atığı miktarı: 94/62/EC sayılı Direktif, ambalajın en aza indirilmesine ilişkin özel hükümlere rağmen bu eğilimi tersine çevirememiştir.  Yeni tüketim alışkanlıkları (örneğin hareket halindeyken tüketim, artan çevrimiçi satışlar ve eve teslimatlar) ambalaj atığı miktarının artmasında etkili olmuştur.

(2) Ambalaj geri dönüşümünün ve yeniden kullanımının önündeki engeller: Bunlar, geri dönüşümü önleyen ambalaj tasarım özelliklerinin artan kullanımı, kompostlanabilir organik atıkların geri dönüştürülebilir ambalaj atıklarında neden olduğu kirlilik, ambalajdaki tehlikeli olabilecek maddeler ve ambalajın ayırma için etiketlenmesi hakkındaki belirsizlik gibi faktörleri içermektedir. Sonuç olarak, atık hiyerarşisindeki geri kazanım ve düzenli depolama yerine yeniden kullanım ve geri dönüşümün önceliği henüz tam olarak uygulanmamıştır.

(3) Plastik ambalajlarda düşük geri dönüşüm kalitesi ve ikincil hammadde kullanımı: Bu, AB'nin yeni ambalajlarda işlenmemiş malzemelerin kullanımını azaltma yeteneğini sınırlamaktadır. Piyasa başarısızlıkları ve mevcut direktifteki eksiklikler, geri dönüşüm faaliyetlerinin karlılığını, ambalajın yüksek kalitede toplanmasını, ayrıştırılmasını ve geri dönüştürülmesini sağlamak için gereken teknoloji ve tedarik lojistiğine yapılan yatırımları zorlaştırmaktadır.  

Yukarıdakiler göz önüne alındığında, Komisyon’a göre yeni tüzüğün hedefleri, iç pazarın işleyişini iyileştirirken, (i) ambalaj atığı oluşumunu azaltmak; (ii) uygun maliyetli bir şekilde ambalajlama için döngüsel bir ekonomiyi teşvik etmek; ve (iii) ambalajlarda geri dönüştürülmüş içeriğin kullanımını teşvik etmek yoluyla ambalaj ve ambalaj atıklarının olumsuz çevresel etkilerini azaltmaktır.

Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü, Avrupa Parlamentosu Çevre Komitesi'nde 63 lehte, 9 aleyhte ve 3 çekimser oyla kabul edildi.  Kabul edilen metni özetlemek gerekirse, metinde “depozito iade sistemleri kurulması” ve “temasa duyarlı ambalajlar için geri dönüştürülmüş içerik hedefleri oluşturulması” yönündeki hükümler korunmuş; “her bir atığın ayrı ayrı toplanması” ve “devlet tarafından işletilecek ambalaj geri dönüşümü ile ilgili genişletilmiş üretici sorumluluğu organizasyonu” hakkındaki hükümler ise metinden çıkarılmıştır.  “Geri dönüştürülebilirlik” ve “yüksek kaliteli geri dönüşüm” tanımları, “açık döngü geri dönüşüm”ün yanı sıra ambalajın geri dönüştürülebilirlik performans derecelerine dayalı olarak “GÜS ücretinin modülasyonu”nu teşvik etmektedir.  

Tüzüğün kabul edilmesiyle ilgili bir sonraki yasama aşaması, 24 Nisan 2024’te yapılacak olan Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’dur. Tüzük, Konsey tarafından yasal bir incelemeden sonra resmen kabul edilecek; AB'nin resmi gazetesinde yayımlandıktan 20 gün sonra yürürlüğe girecek ve yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 18 ay sonra, yani yaklaşık olarak 2026'nın 2. çeyreğinde uygulanmaya başlayacaktır.

Türkiye’yi de yakından ilgilendiren AB Ambalaj ve Ambalaj Atıkları Tüzüğü’nü izlemeyi sürdüreceğiz.

ÇEVKO DÖNÜŞÜM’ün bir sayısını daha sizlere sunmaktan mutluluk duyuyor, e-dergimizin hazırlanmasında emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyorum.

Mete İmer

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri

ÇEVKO Dönüşüm dergimizin 30. sayısını okumak için tıklayınız.