News

Cevko Vakfı Soylesileri ARALIK 03ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlediği "COP29 Değerlendirmesi" başlıklı çevrimiçi söyleşisi 2 Aralık 2024 tarihinde gerçekleşti. İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe, Çevre ve Sürdürülebilirlik Uzmanı, OMÜD Genel Sekreteri Umay Yılmaz ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak yaptı.

ÇEVKO Vakfı Söyleşileri’nin Aralık ayındaki özel oturumunda Bakü’de gerçekleşen COP29; Taraflar Konferansı gündemdeydi. Söyleşi, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in yaptığı açılış konuşmasıyla başladı. Konferansın en önemli gündem maddesinin finansman oluğunu belirten İmer, “Gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl en az 300 milyar dolar iklim finansmanı sağlaması hedefi sonuç metnine girdi” dedi. İmer, konferansta küresel karbon piyasalarına ilişkin kuralların netleştirilmesi konusunda da bir anlaşma sağlandığını söyledi.


ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “Bundan sonraki süreçte, liderlik, samimi ve bencillikten uzak davranış ve kararlar kritik önemde”

29. Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı’nda iklim finansmanının yanında ‘Barış, Yardım ve İyileşme için İklim Eylemi’ne ilişkin Bakü Çağrısı’nın başlatıldığını belirten Mete İmer, bu çağrının iklim kaynaklı savaşların önüne geçecek ve savunmasız ülkelere desteği arttıracak stratejileri geliştirmeyi amaçladığını bildirdi. İmer “Finansman dışında ele alınan bir başka konu da toplumsal cinsiyet eşitliği idi; iklim eyleminde toplumsal cinsiyetin gözetilmesi hedefleniyor” şeklinde konuştu. Fosil yakıtlardan çıkış konusunda COP 28’de alınan karar ile ilgili bir gelişme olmamasının hayal kırıklığı yarattığını belirten İmer “Bundan sonraki süreçte, uluslararası toplumda özellikle büyük ölçekli ülkelerin liderliklerinin, samimi ve bencillikten uzak davranış ve kararlarının başarı için kritik önemde olduğunu” sözlerine ekledi.

Mete İmer, Türkiye’nin 29. Taraflar Konferansı kapsamında 2053 Uzun Vadeli İklim Stratejisi’ni Birleşmiş Milletlere ilettiğini; buna göre 2030’a kadar: Enerji tüketiminin %16 azaltılacağını; birincil enerjideki yenilenebilir enerji oranının %17’den %50’ye çıkarılmasının, 4,8 GW nükleer enerji kurulu gücü ile 2,1 GW batarya kapasitesinin devreye alınmasının, güneş ve rüzgar kurulu gücünün dört kat artmasının hedeflendiğinin bildirildiğini söyledi. Bununla birlikte, önemli ev ödevlerimizin bulunduğunun altını çizen İmer “Bizim ÇEVKO Vakfı olarak, 2053 Karbon Nötr hedefine ulaşabilmek için, iki yıl önce yaptığımız ve içinde ulusal katkı beyanımızın mutlak azaltım hedefi olarak belirlenmesi, iklim yasası ve ilgili düzenlemelerin çıkarılması, enerji üretiminde kömürün kullanımına kademeli olarak son verilmesi için plan yapılması, finansman sağlanması, ulusal farkındalık kampanyası oluşturulmasının yer aldığı 10 maddelik çağrımız geçerliliğini koruyor” şeklinde sözlerini tamamladı.

COP29’u yerinde takip eden isimlerden İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe, Taraflar Konferansı’ndaki gelişmeleri anlattı.

Foto Katılımcılar 2İSO Yönetim Kurulu Üyesi ve Sürdürülebilirlik Platformu Başkanı Sultan Tepe:Dünyanın iklim değişikliği mücadelesi için yıllık 1.3 trilyon dolara ihtiyacı var”

Sultan Tepe sözlerine şöyle başladı: “COP29’un genel çerçevesine bakarsak, COP28’de alınan kararlar değerlendirildi ve finansman odaklı bir toplantı oldu. Dünyanın iklim değişikliğiyle mücadele için yıllık 1,3 trilyon dolara ihtiyacı olduğu belirtildi. Ancak bu finansmanı sağlama sorumluluğu, gelişmiş ülkelerin üzerine yüklendi. Listede 24 ülke var ve bunların çoğu Avrupa,
Amerika ve Kanada’dan oluşuyor.”

Özellikle Çin ve Suudi Arabistan gibi büyük finansal kaynaklara sahip olan ülkelerin, bu sorumluluğun dışında tutulmasının büyük tartışmalara yol açtığını belirten Tepe, gelişmekte olan ülkelerin fonların borç yerine hibe şeklinde sağlanması gerektiği görüşünü savunduklarının altını çizdi. Tepe sözlerini, “Özellikle yeşil yatırımlar için verilen krediler, geri ödeme yükü yaratıyor ve bu, gelişmemiş ülkelerin ekonomik durumuyla bağdaşmıyor” şeklinde sürdürdü.

Küresel emisyon azaltım hedeflerine yönelik durumun da değerlendirildiğini belirten Tepe, COP28’de alınan kararların yeterince hayata geçmediğinin görüldüğünü, alınan kararların uygulamaya geçmesindeki yavaşlığın iklim hedeflerinin gerçekleşmesini riske attığını sözlerine ekledi.

Taraflar Konferansı’nda kayıp ve hasar fonunun devreye alınması kararının alındığını belirten Sultan Tepe, büyük doğal afetlerle oluşan kayıpların karşılanması için bir fon oluşturulması gerekliliğinin vurgulandığını da söyledi.

OMÜD Genel Sekreteri Umay Yılmaz: “İhtiyaç duyulan şey, finansal kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi”

Söyleşide son sözü alan Umay Yılmaz, iklim eylemi açısından çok kritik bir dönemden geçtiğimizi belirterek konuşmasına başladı. “İklim krizinin bir takvimi var ve son yıllarda, özellikle pandemi sonrası doğal afetlerdeki artış, bu konunun ne kadar acil olduğunu bir kez daha gösterdi” diyen Yılmaz, sözlerine “afetlerin şiddetinin ve sıklığının arttığını hepimiz gözlemliyoruz, hatta bazılarını bizzat yaşıyoruz. Yaz aylarının her yıl daha sıcak hale geldiğini de fark ediyoruz. Tüm bunlar, iklim krizinin hayatımızdaki etkilerini açıkça gösteriyor şeklinde devam etti. Yılmaz “Bugün artık ne yapılması gerektiğini biliyoruz; teknolojilerimiz ve çözümlerimiz var. Ancak ihtiyaç duyulan şey, finansal kaynakların doğru yerlere yönlendirilmesi. Bu finansal akışın belli bir takvime oturtulması ve düzenli şekilde işler hale getirilmesi gerekiyor. Finansla ilgili tüm kararlar COP29’a bırakıldı, bu da beklentiyi artırdı. Ancak maalesef finansa dair tüm konuları sonuca bağlayamadılar. Bu gelecek senenin iş yükünü artıracaktır” dedi.

Umay Yılmaz konuşmasına şöyle devam etti: Bu COP’ta adaptasyon finansmanına daha fazla odaklanıldığı görülüyor. Çünkü iklim krizinin olumsuz etkileri, özellikle kırılgan coğrafyalarda ciddi sorunlar yaratıyor. Ancak bu, mitigasyon projelerinin ihmal edilmesi anlamına gelmemeli. Çünkü fosil yakıt kullanımını ve sera gazı emisyonlarını azaltmadığımız sürece kriz ilerlemeye devam edecek.

ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle hazırladığı “COP29 Değerlendirmesi " başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=Lf8RmywyqKU

6BAKÜ’DE SONA EREN COP29, GELİŞMİŞ ÜLKELERDEN GELİŞMEKTE OLANLARA YILDA EN AZ 300 MİLYAR DOLAR KAYNAK AKTARIMI ÖNGÖRÜYOR

ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi işbirliğiyle düzenlediği "İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler" başlıklı çevrimiçi söyleşi 25 Kasım 2024 tarihinde gerçekleşti. Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş, Netpak Yönetim Kurulu Üyesi Özge Avcı Paşaoğlu, ODTÜ - İklim Elçisi Kardelen İşlek ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak yaptı.

ÇEVKO Vakfı Söyleşileri, Kasım ayında da devam etti. Bu ayın söyleşisi, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in açılış konuşmasıyla başladı. İmer sözlerine, Dünya Meteoroloji Örgütü’nün İklimin Durumu 2024 başlıklı raporuna değinerek başladı. Raporda Ocak-Eylül 2024 döneminde kaydedilen 1,54°C’lik sıcaklık artışına dikkat çekildiğini belirten İmer, “Rapora göre, bu durum, Paris İklim Anlaşması’nın 1,5°C sıcaklık artışını aşmama hedefinin artık ulaşılamaz olduğu anlamına gelmiyor. Hâlâ umut var” şeklinde konuştu.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: “İklim finansmanı kapsamında gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl en az 300 milyar dolar sağlaması hedefleniyor.”

Bakü’de sona eren 29. Birleşmiş Milletler Taraflar Konferansı’na da değinen Mete İmer bu konferansın öncelikli gündem maddesinin iklim finansmanı olduğunu belirtti. Paris İklim Anlaşması’nın,, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere yıllık 100 milyar dolar iklim finansmanı sağlamasıyla ilgili hedefin 2025 yılından önce yenilenmesini ve daha yüksek bir hedef belirlenmesini öngördüğünü hatırlatan İmer, tarafların bu konuda anlaştığını vurguladı. İmer sözlerini “Çeşitli müzakerelerden sonra, gelişmiş ülkelerin gelişmekte olan ülkelere her yıl en az 300 milyar dolar sağlamasını öngören bir mutabakat sağlandı” şeklinde tamamladı.

Prof. Dr. Murat Türkeş: “Politikalar, yoksul kesimlerin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden daha fazla zarar gördüğü dikkate alınarak oluşturulmalı.”

Söyleşide söz alan ikinci konuşmacı Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Türkeş oldu. Konu kapsamında, iklim değişikliği, sürdürülebilirlik, sürdürülebilir kalkınma ve yeni eğilimler üzerinde durulması gerektiğini belirten Türkeş, “özellikle sürdürülebilir kalkınma amaçlarından biri olan iklim değişikliği eylemine odaklanmak istiyorum” diyerek sözlerine başladı. Türkeş, iklim eyleminin kapsamlı bir çerçevede ele alınması gerektiğini belirterek, bu kapsamı sera gazı salımını azaltmak, yaşam ve davranış biçimlerini değiştirmek, yutak alanları geliştirerek atmosferdeki karbon dioksit, metan ve diğer sera gazlarının olumsuz etkilerini azaltmak olduğunu belirtti.

Prof. Dr. Murat Türkeş sözlerini şöyle sürdürdü: “Kentler, enerji, gıda güvenliği ve afetlere dayanıklılık gibi pek çok alanda sürdürülebilirlik hedeflerine uygun bir şekilde dönüştürülmelidir. Bu dönüşüm, merkezi bir planlama, kamucu bir anlayış ve adil bir geçiş ilkesi çerçevesinde gerçekleşmeli. Özellikle yoksul kesimlerin, iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinden daha fazla zarar gördüğü dikkate alınarak politikalar oluşturulmalıdır.”

Netpak Yönetim Kurulu Üyesi Özge Avcı Paşaoğlu: “Çevre dostu üretim stratejileri ve düşük karbonlu ürünlerle döngüsel ekonomiye destek veriyoruz.”sonsöyleşi

Sözlerine “Dünya genelinde iklim değişikliğinin etkileri artık daha belirgin ve yıkıcı hale geldi. 2024 yılının kaydedilen en sıcak yıl olması bekleniyor. Bu durum sadece çevreyi değil, ekonomik ve sosyal yaşamı da derinden etkiliyor” şeklinde başlayan Özge Avcı Paşaoğlu, kaynakların sınırlı, ihtiyaçların sınırsız olduğunu vurguladı. Paşaoğlu “Netpak olarak çevre dostu üretim stratejileriyle düşük karbonlu ürünler üretiyor ve döngüsel ekonomiye destek veriyoruz” dedi.

Netpak Yönetim Kurulu Üyesi Özge Avcı Paşaoğlu, sözlerini; “Yaklaşık 20 yıl önce geri dönüşüm ve sürdürülebilir ürünlerin önem kazanacağını öngörerek üretim hatlarımızı çevre dostu, tekrar kullanılabilir ürünlere yönelttik. Bu stratejik değişim, firmamızın sürdürülebilirlik alanında öncü adımlar atmasını sağladı” şeklinde sürdürerek, yol haritalarının altını çizdi.

ODTÜ - İklim Elçisi Kardelen İşlek: Yaz geldiğinde “tatil zamanı” demek yerine “nerede orman yangını çıkacak” diye düşünür olduk.

Söyleşinin son konuşmacısı ise Ortadoğu İklim Elçisi Kardelen İşlek oldu. İşlek, “Eskiden yağmurlar başladığında, ‘bereket yağdı, ne güzel’ derken; bugün ‘acaba sel olacak mı? Maddi veya manevi bir kayıpla mı karşılaşacağız’ gibi endişeler taşıyoruz. Benzer şekilde yaz geldiğinde, artık ‘tatil zamanı’ demek yerine, ‘nerede bir orman yangını çıkacak’ diye düşünür olduk. Daha önce keyif veren birçok şey, artık gençler ve gelecek nesiller için endişe kaynağına dönüşmüş durumda” dedi.

İklim Elçileri platformunun etkinliklerinden söz eden İşlek, amaçlarının 209 üniversite öğrencisinin kendi üniversiteleri ile İklim Değişikliği Başkanlığı arasında köprü görevi görerek, üniversitelerinde çevre çalışmaları ve çevre toplulukları aracılığıyla yeşil dönüşüme katkı sağlaması olduğunu belirtti.

ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler" başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=EFWFlTXSnwU

depremdestekÇEVKO’DAN DEPREM BÖLGESİNE ATIK KONTEYNERİ DESTEĞİ DEVAM EDİYOR

6 Şubat depremi sonrasında ÇEVKO Vakfı’nın gerçekleştirdiği kampanyayla başlatılan evsel atık konteynerleri desteği, bu yıl da devam ediyor. Geçtiğimiz yıl ÇEVKO Vakfı ve paydaşlarınca bağışlanan ve deprem bölgesinde kullanıma alınan 50 adet konteyner, hizmet vermeye devam ediyor. ÇEVKO Vakfı girişimiyle bu yıl da bölgeye 25 konteyner daha gönderildi.

Geçtiğimiz yıl ülkeyi yasa boğan deprem felaketi sonrasında, afet bölgesinde tüketim sonrası atıkların toplanması ve yönetilmesi önemli bir ihtiyaç halini almış ve ÇEVKO Vakfı, bu ihtiyaca yanıt vermek amacıyla bölgeye sevk edilen 50 adet evsel atık konteyneriyle, deprem sonrası temizlik ve çevre koruma çabalarına destek sağlamıştı.

Bu konteynerlerin bölgedeki hizmeti devam ediyor. ÇEVKO Vakfı bu yıl da Kahramanmaraş’ın Pazarcık ilçesine 25 adet sac evsel atık konteyneri göndermiş, Kore Dostluk ve Yukarı Pazarcık konteyner kentlerine dağıtımı tamamlanmıştır.

Deprem sonrasında barınma, gıda ve suya erişim gibi ortaya çıkan temel sorunların yanı sıra, temizlik ve evsel atıkların yerinde toplanması gibi gereksinimler de önem kazandı.  Yürütülen çalışma ile atıkların toplanması için altyapı sağlamanın yanında bölgede ortaya çıkan hijyen sorununun çözümüne katkı sağlamayı da amaçlıyor.

7112024kapakDeğerli Okuyucular,

İklim krizi etkilerini dünyada ve ülkemizde arttırarak sürdürüyor. Toplumda bu konudaki farkındalığı arttırmayı görev bildiğimiz için ÇEVKO Dönüşüm’ün bu sayısında da İklim Krizi hakkındaki gelişmelere yer verdik.

Kasım 2024’te Birleşmiş Milletler’in Bakü’de yapılacak 29. Taraflar Konferansı öncesinde sivil toplum kuruluşları ile yaptığımız değerlendirmede konferansın bu yılki ana gündeminin “finansman” olacağı hakkında görüş birliğine vardık. Bilindiği gibi Paris İklim Anlaşması’nın 2. maddesinde belirlenmiş olan üç önemli amaçtan birisi “Düşük sera gazı salımlarının sağlanması ve iklim değişikliğine karşı direnç kazanılması yönünde mali katkı akışı yoluyla iklim değişikliği tehdidine karşı küresel tepkiyi güçlendirmektir.”

Anlaşmanın mali konularla ilgili 9. maddesinde yer alan “Taraflar Konferansı, gelişmiş ülkelerin, 2025 sonuna kadar, anlamlı ve saydam Azaltım eylemlerinin uygulanması için toplu fonların harekete geçirilmesi ile ilgili mevcut hedeflerini korumak niyetinde olduklarına hükmetmiştir; 2025’ten önce, gelişmekte olan ülkelerin gereksinim ve önceliklerini dikkate alarak, gelişmiş ülkelerin sağlayacağı yılda 100 milyar Amerikan Doları’ndan az olmayacak yeni bir toplu nicel hedef belirleyecektir” hükmüne göre bu hedefin belirlenmesi bu yılki konferansın ana gündemini oluşturacak. Ancak, ne yazık ki, bugüne kadar toplanan ve harekete geçirilen mali kaynağın bu hedefin çok altında kaldığı bilindiğine göre bu konuda zorlu bir sürecin dünyayı beklediği söylenebilir.

Türkiye’nin iklim krizi ile savaşımı açısından ise Vakfımızın 2022 sonunda yayımladığı 10 öneri, 2024’ün sonuna yaklaştığımız bu günlerde de geçerliliğini ve güncelliğini korumaktadır. Bu öneriler şunlardır:

  • 2053 karbon nötr hedefine ulaşabilmek için, bu hedefle uyumlu olacak şekilde ulusal katkı beyanımızı mutlak azaltım hedefi olarak belirlemek yönünde çalışılması.
  • İklim yasasının ve gerekli yasal düzenlemelerin çıkartılması ve uygulamaya geçilmesi.
  • Sera gazı salımlarının sınırlanması için Emisyon Ticaret Sistemi veya benzeri yöntemler yolu ile karbon salımına sınır ve bedel konulması.
  • Enerji üretiminde kömürün kullanımına kademeli olarak azaltılmak suretiyle son verilmesine ilişkin plan yapılıp uygulanması.
  • Ormanların ve diğer karbon yutaklarının çoğaltılması için plan yapılıp uygulanması.
  • Binalarda, sanayide ve ulaşımda enerji verimliliğinin arttırılması, yenilebilir enerjiye geçişin daha iddialı hale getirilmesi.
  • Enerji sektörü ve sanayiden kaynaklanan salımların yanında ulaşımdan, binalardan, tarımdan ve atıklardan çıkan salımların da azaltılması.
  • İklim değişikliğine uyum konusunda bölgesel ölçekli plan ve çalışmaların yapılarak yürürlüğe konulması.
  • Bütün bunların gerçekleştirilebilmesi için teşvikler de dahil çok ciddi finansal kaynak yaratılması; bu kaynağın kamu, özel sektör, ulusal ve uluslararası fonlardan sağlanması.
  • Toplumda iklim krizine karşı farkındalığın oluşturulması, alışkanlıkların değişimi için ulusal kampanya başlatılması ve sürdürülmesi.

Pek çok STK tarafından da paylaşılan, hatta detaylandırılan bu önerilerin bazıları hakkında kamu otoritesinin, zaman zaman ilgili kesimlerin görüşlerini de alarak çalışma yürüttüğünü gözlemliyoruz. Çalışmaların kısa sürede eyleme dönüşmesini, Türkiye’nin 2053 hedefine ulaşabilmesi için bilime dayanan ara hedeflerin belirlenmesini ve yürürlüğe konulmasını ilgililerden bekliyoruz.

Dünyamızın bugünü ve geleceği için en büyük tehdit olan iklim krizine karşı yapılan mücadele içinde yer almayı; düşünce ve önerilerimizi kamuoyu ile paylaşmayı sürdüreceğiz.

ÇEVKO DÖNÜŞÜM’ü sizlere sunarken, hazırlanmasında emeği geçenlere gönülden teşekkür ediyorum.

Mete İmer

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri

ÇEVKO Dönüşüm Dergisinin 31. sayısını okumak için tıklayınız. 

 

söyleşi

AB’NİN AMBALAJ ATIKLARI DİREKTİFİNİN GÜNCELLENMESİYLE ATIKLARIN YERİNDE DÖNÜŞÜMÜ ÖNEM KAZANIYOR

ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen "İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler" başlıklı çevrimiçi söyleşi 21 Ekim 2024 tarihinde gerçekleşti. PepsiCo Sürdürülebilirlik Strateji ve Etkileşim Müdürü Ece Gılava, Eskişehir Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Alp Özdemir, Başkent Üniversitesi İklim Elçisi Kadir Gürbüz ve ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Çetin Yılmaz’ın katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Üyesi Çetin Ünsalan yaptı.

Ekim ayının ÇEVKO Vakfı Söyleşisi, ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Çetin Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başladı. Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı olduğunu belirten Yılmaz, 2023 yılı itibarıyla ülkemizin Avrupa Birliği’ne 106 milyar dolarlık bir ihracat hacminin olduğunu ve bunun toplam ihracat içinde yüzde 40’lık bir paya sahip olduğunu hatırlattı. AB’de Yeşil Mutabakat kararının ardından birçok değişim yaşandığını vurgulayan Yılmaz, Avrupa Birliği’nde yaşanan her değişimin ülkemiz ekonomisini de doğrudan etkilediğini söyledi.

ÇEVKO Vakfı Yürütme Kurulu Başkanı Çetin Yılmaz: “AB’nin Ambalaj Atıkları Direktifinin Güncellenmesiyle Atıkların Yerinde Dönüşümü Önem Kazanıyor”

Bu değişimlerden bir tanesinin de Avrupa Birliği ambalaj atıkları direktifinin güncellenip bir tüzük haline getirilmesi olduğunu belirten Çetin Yılmaz, AB tarafından üretilen ve ithal edilen bütün ambalaj atıklarının ağır kriterlere bağlanacağını söyledi. Ülke olarak bizim de bu gelişmeler ışığında önemli sıkıntılar yaşayabileceğimizin altını çizen Çetin Yılmaz, ülkemizde de atıkların yerinde ayrıştırılarak toplanıp geri dönüşüme kazandırılma imkan ve kabiliyetlerinin artırılması gerektiğinin önemini vurguladı.

PepsiCo Sürdürülebilirlik Strateji ve Etkileşim Müdürü Ece Gılava: “Dünya’da İçilebilir Suyun Yüzde 70’i Tarımda Kullanılıyor”

söyleşi2

Söyleşide söz alan ikinci konuşmacı PepsiCo Sürdürülebilirlik Strateji ve Etkileşim Müdürü Ece Gılava oldu. 60 yıldır Türkiye’de faaliyet gösterdiklerini ve 6 fabrikalarında tüm üretimi Türkiye’de yaptıklarını belirten Gılava, dünyanın önde gelen yiyecek içecek üreticilerinden biri olmalarının yanında aynı zamanda büyük bir tarım işletmesi olduklarını da hatırlattı. Bu durumun sürdürülebilir bir gıda sisteminin oluşturulmasında anlamlı bir katkı verme potansiyelini de beraberinde getirdiğini belirten Ece Gılava, bu yaklaşımla sürdürülebilirlik odaklı ve uçtan uca stratejik bir dönüşüm içinde olduklarını, bu iş stratejilerine Pep Pozitif dediklerini söyledi. Unesco verilerine göre; Dünya’daki içilebilir suyun yüzde 70’inin tarımda kullanıldığına dikkat çeken Gılava, modernleşme, dijitalleşme ve yeni yatırımlarla, sulama sistemlerinde kullandıkları düşük basınçlı teknolojilerin kullanılmasıyla, tarımda kullandıkları suyu yüzde 45 azalttıklarını söyledi.”

Üstünde durdukları bir diğer konunun da yenileyici tarım olduğunu anlatan Gılava, “Biz Türkiye'deki cipslik patates üretimimizin çok büyük bir kısmını yenileyici tarım uygulamalarıyla gerçekleştiriyoruz” şeklinde konuştu.

Eskişehir Teknik Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Dr. Alp Özdemir: “Temiz Enerjiye Geçiş Kaçınılmaz”

Söyleşide söz alan üçüncü konuşmacı, Eskişehir Teknik Üniversitesi, Çevre Mühendisliği Bölüm Başkan Yardımcısı Dr. Alp Özdemir oldu. Geçen Eylül ayında yeni bir araştırmanın yayınlandığını, araştırmada Dünya'nın son 485 milyon yılının iklimle ilgili durumun incelendiğini belirten Özdemir, 1911 yılına kadar, binlerce yıl boyunca atmosferdeki karbondioksit oranı hiçbir zaman 300 ppm'nin üzerine çıkmadığını ancak bu tarihten itibaren karbondioksit konsantrasyonunda bir artış trendi gözlemlendiği ve bu artışın son 70 yılda hızlandığını ve bugün 422 ppm seviyelerine ulaştığını söyledi. Alp Özdemir, bu artışın temelde insan kaynaklı olduğunu belirtti.

Küresel ısınmada karbondioksitin en etkili sera gazlarından biri olduğunu ve bu gazlarının atmosferde birikmesi ile küresel ısınmanın yaşandığı ve bunu sonucunda iklim değişikliğinin ortaya çıktığını vurgulayan Özdemir, iklim değişikliğinin de birçok alanda etkili olduğunu, bunların başında gıda ürünlerinin üretimine yönelik tehlikenin artması ve canlı ekosistemi üzerinde göç tehlikesinin oluşmasının geldiğini belirtti. Ayrıca, beklenmeyen hava olaylarının görülme sıklığının arttığını hatırlattı. Özdemir, temiz enerjiye geçişin ve döngüsel ekonomi yaklaşımının fosil kaynaklı sera gazlarının oluşmasını azaltmak için daha hızlı bir şekilde uygulanmasının artık kaçınılmaz olduğunu ifade etti.

Son olarak, sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadelede bireysel farkındalığın ve kalıcı katılımın sağlanmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Özdemir, bu konuda Ulusal Ajans tarafından desteklenen Portekiz ve İspanya ortaklığında bir Avrupa Birliği projesini yürüttüklerini ve “Lifelong Learning for Sustainability: From campus to daily life (LEAF)” gibi projelere bu kapsamda daha çok ihtiyaç duyulduğunu ifade etti. LEAF projesindeki amacın, bireylerin sürdürülebilirlikle ilgili konuları içselleştirmelerine teşvik edecek bilgi ve farkındalık temelli bir çerçeve oluşturmak olduğunu, bu sayede bireylerin günlük alışkanlıklarında küçük değişiklikler yaparak sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik uygulamalara katkıda bulunmalarını ve sürdürülebilirlik sorumluluğuna yönelik davranışlarını olumlu yönde değiştirmeyi hedeflediklerini iletti.  

Başkent Üniversitesi İklim Elçisi Kadir Gürbüz: ““Gençler, İklim Değişikliğinden sadece gelecekte etkilenecek olanlar değil, bugünün de etkilenenleridir. Bu nedenle, bugünün de paydaşlarıdırlar.”

Söyleşinin son konuşmacısı ise Başkent Üniversitesi İklim Elçisi Kadir Gürbüz oldu. İklim Elçilerinin uluslararası iklim eyleminin bir parçası olduğunu belirten Gürbüz, iklim elçilerinin UNICEF Türkiye ve İklim Değişikliği Başkanlığı’nın desteğiyle ortaya çıkan bağımsız bir gençlik inisiyatifi olduğunu söyleyerek sözlerine başladı.  En temel amaçlarının kendi üniversitesinin yeşil dönüşümüne katkı sağlamak ve bu konuda gençlik temsilini sağlamak olduğunu söyleyen Kadir Gürbüz, iklim değişikliğinden ve iklim krizinden en çok etkilenen grubun gençler olacağı için, gençlerin bu süreçlerin paydaşı olması gerektiğinin altını çizdi.

ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “İklim Değişikliği ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler " başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=zQ0a7gR5hqo&t=20s

 

 

 

1ÇEVKO Vakfı tarafından Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle düzenlenen "İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler" başlıklı çevrimiçi söyleşi 30 Eylül 2024 tarihinde gerçekleşti. Unilever Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim, Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Civelekoğlu, Bilkent Üniversitesi İklim Elçisi Eda Yabancı ve ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in katıldığı söyleşinin moderatörlüğünü, Küresel Isınma Kurultayı Komitesi Başkanı Celal Toprak yaptı.

Eylül ayının ÇEVKO Vakfı Söyleşisi, ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer’in konuşmasıyla açıldı. İmer sözlerine bu yıl içerisinde yaptırdıkları Yeşil Nokta Algı araştırmasının sonuçlarının değerlendirmesi ile başladı. Yeşil Nokta’yı dünyada 140 ülkede 150 binden fazla şirketin ambalajlarında kullandığını belirten İmer, bu işareti ambalajlarında kullanan şirketlerin ambalaj geri dönüşümüne mali katkı sağladığını ifade etti.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer: Tüketiciler Yeşil Nokta gördüğü ürünlere daha çok güveniyor

ÇEVKO Vakfı’nın Türkiye’de 2003 yılından beri temsil ettiği tescilli Yeşil Nokta markasının bilinirliğini arttırmak için çalışmalarını sürdürdüğünü sözlerine ekleyen İmer, Türkiye’de bin dört yüzden fazla şirketin bu işareti kullandığını ve bu şirketlerle birlikte geri dönüşüm sisteminin gelişmesi için birlikte çalıştıklarını söyledi. Yaptırdıkları algı araştırmasına göre zaman içinde tüketicilerin Yeşil Nokta gördükleri ürünlere daha çok güvendiklerini belirten Mete İmer, tüketicilerin Yeşil Noktalı ürünleri kullanarak geri dönüşüme katkı sağladıkları için kendilerini iyi hissettiklerini, bu ürünleri kullanmaya devam edeceklerini ve başkalarına da bu ürünleri önereceklerini ifade ettiklerini söyledi. Yeşil Nokta’nın yaygınlaşması için ÇEVKO Vakfı’nın iki yılda bir Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri verdiğini de hatırlatan İmer, şirketlerin ambalaj eko tasarımı, atık yönetimi ve sosyal sorumluluk alanlarında yasal yükümlülüklerinin ötesinde yaptıkları örnek çalışmaları ödüllendirdiklerini belirtti.

Önde gelen sanayi şirketlerinin ambalaj eko tasarımı alanında geri dönüştürülebilirlik, ambalajlarda geri dönüştürülmüş malzeme kullanma, vb. konularda kendilerine yüksek hedefler belirlediğini söyleyen İmer, ÇEVKO Vakfı üyesi Unilever ile üç yıldır genişletilmiş üretici sorumluluğu modelini uygulamak suretiyle tüketim sonrası ambalaj atıklarının kaynağında toplanarak plastiklerin geri dönüştürülmesini içeren pilot ölçekte, gönüllü çalışma yürüttüklerini belirtti. Bu çalışmada belediyeler ve lisanslı toplama, ayırma ve geri dönüşüm firmalarıyla işbirliği yapıldığını, toplanan ve geri dönüşüme sevk edilen atıkların dijital yöntemlerle izlenerek raporlandığını sözlerine ekledi.

Unilever Yönetim Kurulu Üyesi ve Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim: Elektromobilite dönüşümünü gerçekleştirmek için filomuza elektrikli tırlar kattık

Söyleşide söz alan ikinci konuşmacı Unilever Kurumsal İletişim Direktörü Ebru Şenel Erim, kurumunun sürdürülebilirlik alanında yaptığı çalışmalardan söz etti ve birlikte yürüttükleri çalışmalar nedeniyle ÇEVKO Vakfı’na teşekkür ederek sözlerine başladı. Bu sürecin şirketlerin birbirinden çok şey öğrenebilecekleri ve rekabetin söz konusu olmadığı bir alan olarak gördüklerini belirten Ebru Şenel Erim, 2010 yılında sürdürülebilirlik alanındaki çalışmalarına başladıklarını ve 2020 yılına kadar sürdürülebilir yaşamı yaygınlaştırmayı bir iş hedefi olarak belirlediklerini ve bu süreç sonunda stratejik planlama yaptıklarını söyledi.

Yaşanan Covid 19 pandemisi, Ukrayna Savaşı ve teknolojideki hızlı gelişmeler sonucunda 2024 yılında bu hedefleri revize ettiklerini belirten Erim, bu gelişmelerin tedarik zincirine önemli derecede yön verdiğini söyledi. Paris Anlaşmasının belirlediği sıfır karbon hedefinin 2050 yılında olmasına rağmen bunu 11 yıl önceye çekerek 2039 yılında sıfır karbon hedefine ulaşmayı hedeflediklerini belirten Erim, daha sistematik çalışmayı taahhüt ettiklerini, daha odaklı ve daha sistematik çalışacaklarını söyledi. Erim, sadece ana operasyonlarında değil, tüm değer zincirinde sıfır karbon hedefine gitme çabasında olduklarını belirtti.

Unilever’in bugün Türkiye’deki uygulamalarında sera gazı tüketimini yüzde 78 oranında azaltmış olduğunu açıklayan Erim, bunun nedeninin sürdürülebilirlik alanında ülkemizde gerçekleştirdikleri ilkler olduğunu anlattı. Geçen yıl elektromobilite dönüşümünü gerçekleştirmek adına filolarına kattıkları elektrikli tırların buna güzel bir örnek olduğunun altını çizdi.

toplu2Akdeniz Üniversitesi - Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Gökhan Civelekoğlu: İhtiyaçlar doğru teşhis edilip terzi işi çözümler üretilmeli

Sürdürülebilirlik alanında 2016 yılından beri çalışmalarını sürdürdüğünü belirten Akdeniz Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gökhan Civelekoğlu, sürdürülebilirlik kavramının çok büyük bir çatı olduğunu, bu alanda çalışmaların genişlemesi için finansal desteklere ve fonlara ihtiyaç duyulduğunu belirtti. Gökhan Civelekoğlu bu anlamda ümit verici gelişmelerin olduğunu da belirtti. Sürdürülebilirlikle ilgili çok hızlı gelişmelerin olduğunu ve Avrupa Birliği nezdinde konuyla alakalı direktiflerin yenilendiğini belirten Gökhan Civelekoğlu, bu gelişmelerin çok iyi takip edilmesi gerektiğinin altını çizdi.

AR-GE konusunda yapılacak mühendislik işleriyle ilgili “terzi dikişi” benzetmesinde bulunan Gökhan Civelekoğlu, aynı sektörde olan farklı işletmelerde bile çok farklı ihtiyaçların olabildiği ve karşılaşılan bu gereksinimlerle ilgili mevcut durum ve hedef tespitlerinin ona göre alt dallanmalara gidilmesinin önemini vurguladı. Hem sıfır atık hem de ambalaj atıklarının geri dönüşümünü sağlamak konusunun önemini vurgulayan Civelekoğlu, bir diğer çalışma alanlarının da yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı olduğunu sözlerine ekledi. Karbon salımındaki en kritik konulardan birinin fosil enerji kaynaklarından sıyrılıp, alternatif enerji kaynaklarına yönelinmesi gerekliliği olduğunu vurgulayan Civelekoğlu, güneş ve rüzgar enerji santrallerinin yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi.

Bilkent Üniversitesi - İklim Elçisi Eda Yabancı:

Söyleşinin son konuşmacısı Bilkent Üniversitesi İklim Elçisi Eda Yabancı, sözlerine geçen Haziran ayında mezun olması nedeniyle, İklim Elçisi unvanıyla son kez konuştuğunu söyleyerek başladı. Bu sürece Bilkent Üniversitesi’nde Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Topluluğu’nu kurarak dahil olduğunu ve bu topluluğu sürece entegre ederek çalışmalarına başladığını belirten Yabancı, iklim değişikliği, sıfır atık gibi konularda etkinliklerle bu entegrasyonun gelişmeye başladığını anlattı. Tüm bu çalışmaların UNICEF ve Çevre ve İklim Değişikliği Bakanlığı gibi kurumlarla birlikte daha büyük etkinliklerle bütünleştiğinin altını çizen Eda Yabancı, 45 farklı şehirden 200’ün üzerinde katılımcıyla 4-5 Eylül 2024 tarihlerinde Ankara’da Yerel Gençlik Konferansı’nı gerçekleştirdiklerini belirtti. Bu etkinlikte, Azerbaycan’da gerçekleşecek COP 29’a Türkiye adına gerçekleşecek gençlik bildirgesi atölyesinin de düzenlediklerini söyledi. Yabancı, bu bildirgenin en önemli başlıklarının gençlik liderliği, sürdürülebilir şehirler enerji geçişi ve yenilebilir enerji kaynakları, yeşil ekonomi, iklim adaleti, toplumsal cinsiyet eşitliği, çocuk hakları ve göçmenler konuları olduğunun altını çizdi.

ÇEVKO Vakfı’nın Küresel Isınma Kurultayı Komitesi iş birliğiyle hazırladığı “İklim Değişikliği, Yeşil Mutabakat ve Sürdürülebilirlikteki Son Gelişmeler " başlığını taşıyan söyleşiyi, ÇEVKO Vakfı’nın YouTube kanalından da izleyebilirsiniz:

https://www.youtube.com/watch?v=9ZB5dCHJKYo&t=135s

1 6ÇEVKO Vakfı’nın, Shane Larkin Vakfı iş birliğinde ve Kartal Belediyesi desteği ile hayata geçirdiği “Sıfır Atık Sonsuz Kaynak” projesi, ilk ve orta öğretim öğrencileri arasında geri dönüşüm farkındalığını artırmayı hedefliyor. Spor, eğlence ve eğitimi bünyesinde birleştiren proje kapsamında, 4 farklı okulda başarılı sporcu Shane Larkin’in de katıldığı etkinlikler düzenlendi.

Uzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, Shane Larkin Vakfı işbirliğinde ve Kartal Belediyesi’nin desteğiyle, “Sıfır Atık Sonsuz Kaynak” projesini hayata geçirdi. Projede, sürdürülebilir gelecek yolunda topluma fayda sağlama ve genç nesillere sosyal sorumluluk kazandırma misyonuyla, ilk ve orta öğretim öğrencileri arasında geri dönüşüm farkındalığının artmasını hedefliyor.

Proje kapsamında ilk ve orta öğretim okullarında sürdürülebilirlik, iklim krizi, geri dönüşüm gibi konularda bilinçlendirme ve farkındalık oluşturma odaklı eğitim çalışmaları gerçekleştirildi. İhsan Bayrakçı İlkokulu, Yavuz Selim Ortaokulu, Emir Sencer Ortaokulu ve İhsan Zakiroğlu Ortaokulu’nda düzenlenen eğitimlere, öğrenciler ve öğretmenleri katıldılar. Başarılı sporcu Shane Larkin’in de katıldığı etkinliklerde geri dönüşüm bilincinin, eğitici aktivitelerle eğlenceli bir şekilde yayılması hedeflendi. Geri dönüşüme destek amacıyla projeye özel pota konteynerleri / geri dönüşüm konteynerlerine tasarlandı, etkinlikler kapsamında basketbol topları bağışlandı.

ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, Shane Larkin Vakfı iş birliğinde ve Kartal Belediyesi desteği ile hayata geçen Sıfır Atık Sonsuz Kaynak projesi ile ilgili olarak, “Somut etkilerini her gün gördüğümüz iklim krizi, insanlığın geleceğine yönelik en büyük tehdittir. İklim kriziyle savaşımın daha etkin bir şekilde yürütülmesi ve bunun da bir gereği olarak döngüsel ekonomiye geçiş, dünyamızda sürdürülebilirlik ajandasının en önemli iki konusudur. Geleceğin asıl sahipleri olan çocuklarımıza, erken yaşta çevre farkındalığı ve geri dönüşüm bilinci kazandırmak, Vakfımız için her zaman temel önceliklerimiz arasında yer almıştır ve almaktadır. Bu projede hem yetenekleri hem de sporculuk ahlakı ile gençlere ilham kaynağı olan Shane Larkin ve kurmuş olduğu vakıfla iş birliği yapmaktan mutluluk duyduk” şeklinde konuştu.

Shane Larkin de projenin önemini şu sözlerle dile getirdi: “Bu proje benim için sadece bir çevre girişimi değil, gelecek nesillere bırakabileceğimiz en değerli miraslardan biri. Çocuklara geri dönüşüm bilinci kazandırmak, dünyayı daha iyi bir yer haline getirmek için hepimizin atması gereken bir adım. Her bir çocuğun bu farkındalığı kazanması, gelecekte büyük değişimlerin temellerini oluşturacak. Vakfımız geri dönüşüm bilincini artırmak için etkinlik ve eğitimlere devam edecek, sürdürülebilir bir çevre için gençlere ilham olmayı sürdürecek. Onların bugünden edindikleri bu bilinç, yarınlarımızı şekillendirecek.”

hediyeÇEVKO Vakfı ve CarrefourSA iş birliğinde düzenlenen Yeşil Nokta Hediye Kartı etkinliğinde, market alışverişlerinde çevresel etkiyi de önemseyen ve Yeşil Nokta’lı ürünleri tercih eden bin tüketiciye 50 TL tutarında CarrefourSA hediye kartı dağıtıldı. ÇEVKO Vakfı’nın 2024 yılı içerisinde yaptırdığı “Yeşil Nokta Algı Araştırması” sonuçlarına göre, tüketicilerin büyük çoğunluğu Yeşil Nokta’lı markalara güvendiklerini, satın almaları halinde geri dönüşüme destek oldukları için kendilerini iyi hissedeceklerini, Yeşil Nokta’lı ürünleri kullanmayı sürdüreceklerini ve başkalarına da önereceklerini bildiriyor. 

ÇEVKO Vakfı’nın 2024 yılı içerisinde yaptırdığı “Yeşil Nokta Algı Araştırması” sonuçları, Vakfın Türkiye’deki temsilcisi olduğu uluslararası Yeşil Nokta markasının ülkemizdeki tüketiciler nezdinde bilinirliği, algısı, ve satın alma kararlarına etkisi hakkında çarpıcı sonuçlar ortaya koymuştu.

Araştırma sonuçlarına göre her iki kişiden biri Yeşil Nokta işaretini daha önce gördüğünü belirtiyor. Her beş kişiden biri Yeşil Nokta’nın anlamını doğru ifade ediyor. Araştırmaya katılanların yüzde 75’inden fazlası, kısa bir tanıtımın ardından, Yeşil Nokta’lı markalara güvendiklerini, satın almaları halinde geri dönüşüme destek oldukları için kendilerini iyi hissettiklerini, Yeşil Nokta’lı ürünleri kullanmayı sürdüreceklerini ve başkalarına da önereceklerini ifade ediyor. Araştırmaya katılan tüketicilerinbüyük çoğunluğu, Yeşil Nokta’yı kullanan şirketleri yasal yükümlülüğünü yerine getiren, sürdürülebilirlik konusunda çalışan, çevreye olan etkisini hesaplayan, geri dönüşüme mali destek veren, üretici sorumluluğunu uygulayan şirketler olarak algıladıklarını beyan ediyor. Ürünün çevreye olan etkisi, tüketicilerin seçtikleri markaya karar vermelerinde en etkili dört faktör arasında yer alıyor ve her iki tüketiciden birinin dikkatini çekiyor.

Bu kapsamda Yeşil Nokta’nın tüketici nezdindeki bilinirliliğini arttırmak ve çevresel etkiyi önemseyen tüketicilerin aile bütçelerine katkı sağlamak amacıyla ÇEVKO Vakfı tarafından CarrefourSA iş birliğinde Yeşil Nokta Hediye Kartı etkinlikleri düzenlendi. Etkinlikler İstanbul’da, Acıbadem Hiper (Tepe Nautilus), Maltepe Park Hiper, Fulya Hiper ve Ataşehir Metropol Hiper olmak üzere 4 CarrefourSA Hiper Markette kurulan ÇEVKO Vakfı Yeşil Nokta stantlarında gerçekleştirildi.

Etkinlikte, her 500 TL tutarındaki alışverişleri içerisinde 5 adet Yeşil Nokta’lı ürün yer alan tüketicilere, 50 TL CarrefourSA Hediye Kartı armağan edildi. Yeşil Nokta maskotunun da yer aldığı bu etkinliklerde tüketicilere Yeşil Nokta’ya ve geri dönüşüme ilişkin bilgiler aktarıldı.

cafUzman sanayi inisiyatifi ve etkin sivil toplum kuruluşu kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ÇEVKO Vakfı, uluslararası bağışçılara bağış yaptıkları projeler hakkında güvenilirlik garantisi sunan CAF America platformundan uygunluk aldı ve veri tabanına dahil edilen dünya genelinde saygın STK’lar arasına katıldı.

Çevre sürdürülebilirliğinde gönüllü sanayi inisiyatifi ve geniş kitlelere dokunan sivil toplum kimliklerini bünyesinde bir araya getiren ve özellikle son yıllarda “iklim krizi ile savaşım” ve “döngüsel ekonomiye geçiş” konularına odaklanan ÇEVKO Vakfı,uluslararası bağışçılara bağış yaptıkları projeler hakkında güvenilirlik garantisi sunan Charities Aid Foundation (CAF) America platformundan uygunluk aldı ve CAF veri tabanına dahil oldu.

CAF America akreditasyonunun, ÇEVKO Vakfı’nın itibarının yeni bir göstergesi olduğunu ifade eden ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer, platformun, dünya genelinde, STK’ların uluslararası bağışçılarına güvenlik onayı sağladığını bildirdi.