AB'de Ambalaj Atığı Yönetim Sistemleri Kongresi Sonuç Raporu 26 Eylül tarihinde Ankara'da, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı himayesinde düzenlediğimiz AB'de Ambalaj Atığı Yönetim Sistemleri Uluslar arası kongremiz; Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde "Çevre Müzakereleri" başlığı altında ele aldığı atık yönetimi konusunun en temel noktalarından birini oluşturan ambalaj atıkları konusunu tüm detaylarıyla ele aldı.

Kongre sonrası hazırladığımız sonuç ve değerlendirme raporunu tüm paydaşlarımız ile paylaşmak istiyoruz.

AB'de Ambalaj Atığı Yönetim Sistemleri Kongresi Sonuç ve Değerlendirme Raporu

Ambalaj Atıklarının Etkin ve Verimli Bir Sistemde Toplanması

  • Ülkemizdeki sistem, yerel yönetimlerin ambalaj atıklarını hazırladıkları "Ambalaj Atıkları Yönetim Planları " doğrultusunda diğer atıklardan ayrı toplaması ve gerekli finansman ihtiyacının da "Kirleten Öder" prensibi çerçevesinde karşılanması esasına dayanmaktadır.
  • Bu yaklaşım temelde Avrupa Birliği'ndeki uygulamalara benzerlik göstermekle birlikte;
  • Belçika'da sadece "geri dönüşüm" açısından uygun olan ambalaj atıkları ayrı toplanmaktadır. Yakma için daha uygun olanlar için ayrı bir toplama sistemi söz konusu değildir.
  • Belçika'da toplama sıklığı, Türkiye'deki uygulamalardan büyük farklılık göstermektedir. Ülkemizde tüm ambalaj atıkları kapı kapı haftada bir hatta bazı bölgelerde daha da sık toplanırken, Belçika'da cam ambalaj atıkları sadece konteynerlere atılmakta, kağıt/karton ambalaj atıkları ayda bir, plastik/metal ambalaj atıkları ise onbeş günde bir evlerden toplanmaktadır. Bu husus, maliyetlerin optimizasyonu anlamında büyük önem taşımaktadır.
  • Tüm ülke örneklerinden anlaşıldığı üzere, toplamayı yaygınlaştırmayı ve etkinleştirmeyi hedeflerken, maksimizasyona değil, optimizasyona odaklanmak daha uygun olmaktadır.
  • Benzer şekilde, toplama için yapılan sözleşmelerin standardizasyonu verimlilik takibi açısından önemlidir. Yurtdışı uygulamalarda ortaya konan bu husus, ülkemizde de benzer şekilde uygulanmakta olup, geliştirilmelidir.

Ambalaj Atıklarının Yönetiminde Finansal Modeller

  • Joachim Quoden' in sunumunda da belirtildiği üzere, Avrupa genelinde Direktifin uygulanmasında benimsenen temel prensip, Genişletilmiş Üretici Sorumluluğu yani EPR' dır. Avrupa'daki 30'u aşkın ülke faaliyetlerini bu prensip çerçevesinde geliştirmiştir.
  • Sistemin temelinde "üreticilerin" yer alması, tüm örneklerde de ifade edildiği gibi, tek sorumlu tarafın da "üretici" olduğu anlamına gelmemektedir. Kanun yapıcı, yerel yönetim, atık yönetim firmaların sistemin ayrılmaz bir parçasıdır ve herkes üzerine düşeni yapmalıdır.
  • Ambalaj atıklarının ayrı toplanması sistemi, toplama ve ayrıma maliyetlerinin standart ekonomilerde elde edilen atık gelirinden geneli itibarı ile daha az olması, başka bir deyişle sistemin "Eksi Değer Zinciri" oluşturması nedeni ile tek başına uygulanabilir bir sistem değildir.
  • Yasal olarak vergilendirme ile bertaraf maliyetlerinin artırılması düşünülebilir ancak tek başına bu yaklaşım tüketicilere çok yüksek ek bir yük getirecek ve "eksi değer"in artmasına neden olacaktır. Bu nedenle, birçok farklı modelin birlikte değerlendirildiği modeller, en uygun çözümleri sağlamaktadır. ( Depolama vergisi, tüketiciler için attığın kadar öde prensibi ve sanayi için de EPR). Bu yaklaşım Avrupa Komisyonu'nun yaptığı kapsamlı çalışmada da benzer şekilde ifade edilmektedir.
  • Farklı yöntemlere ilişkin en güzel örneklerinden biri Hollanda'da söz konusu olmuştur. Farklı modeller denenmiş, vergi ile başlayan süreç EPR ile devam etmiş, bir motivasyon amacı ile konan depozito uygulaması da ulaşılan verim sonucunda kaldırılma aşamasına gelmiştir. Bu anlamda, Avrupa Birliği'ndeki uygulamaları, geçirdikleri aşamaları değerlendirmek, bunlardan sonuçlar çıkarmanın önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
  • Benzer bir süreç Çek Cumhuriyeti'nde de yaşanmıştır. Öncelikle "Toplamanın Desteklenmesi Mekanizması" denemiş ancak elde edilen sonuçlar doğrultusunda "Negatif Maliyetlerin Desteklenmesi Mekanizması" na geçilmiştir. Bu şekilde,
  • Malzeme fiyat dalgalanmalarından daha az etkilenme sağlanmış
  • Maliyetler üzerinde daha fazla kontrol sağlanmıştır.
  • Depozito, Avrupa genelinde bazı ülkelerde uygulanmakta olup, bazılarında ise zaman içinde terk edilme aşamasına gelinmiştir. Gerek uygulama verimleri, gerekse de diğer yöntemlerin 5 katına varan maliyetler, böyle bir uygulamanın tek başına bir çözüm olamayacağını, sadece tüketiciler nezdinde bir farkındalık sağlamak adına fayda sağlayabileceğini göstermektedir.

Raporlama ve Dokümantasyon

  • Tüm ülke uygulamalarına baktığımızda "raporlama ve dokümantasyon" dendiğinde, Türkiye'deki uygulamadan farklı olarak, toplamaya ilişkin belgelerin raporlanmasından ziyade yükümlülüklerin doğru ve verimli bir şekilde bildirilmesine önem verildiği görülmektedir.
  • Her ne kadar ülke uygulamalarında farklı bildirim detayları söz konusu ise, çeşitli sunumlarda da görüldüğü gibi ülkelerin yaptıkları raporlamalarda ana malzeme grupları esas alınmıştır. 
  • Yetkilendirilmiş Kuruluşlar Hollanda, Çek Cumhuriyeti gibi ülkelerde temsil ettikleri firmalar adına bildirim yapabilmektedirler.
  • Yetkilendirilmiş Kuruluşlara, bildirimlerin ve belgelerin kontrolü amacı ile birçok yetki verilmiştir. Hatta Çek Cumhuriyeti'nde piyasaya süren firmalar, bakanlığa olduğu gibi yetkilendirilmiş kuruluşlara da kaydolabilmektedir. Başla bir deyişle firmalar, yükümlülüklerini kendileri yerine getirecekse doğrudan bakanlığa, yetkilendirilmiş kuruluş üzerinden yerine getireceklerse de, yetkilendirilmiş kuruluşa bildirim yapmaktadırlar. Bu şekilde Hollanda'da 400.000 ‘in üzerinde firmanın yükü bakanlığın üzerinden yetkilendirilmiş kuruluşun üzerine kaydırılmıştır.
  • Romanya'da ilgili tüm tarafların denetimine yönelik bir yapı kurulmuş olup, tüm sistemin güvenliği bu yapı tarafından sağlanmaktadır. Ajans benzeri böyle bir yapı, ülkemiz için de faydalı olacaktır.
  • Geri kazanım hedef yaklaşımının, AB Direktifi ile uyumlu şekilde olması, sağlıklı bir altyapı gelişimini sağlıyor olması nedeni ile son derece önemlidir.
  • İspanya örneğinde olduğu gibi, Avrupa Komisyon'una yapılan ülke raporlamalarında ana malzeme grupları esas alınmaktadır.

Tanıtım, Eğitim, Bilgilendirme

  • Tüm ülkelerde, seçilen toplama ve finansal yöntem ne olursa olsun, tüketicilerin doğru bilgilerle, belirli bir sistem dâhilinde bilgilendirilmesinin, sistemin sürekliliğinin sağlanması adına kaçınılmaz olduğu vurgulanmıştır.