Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yayımlanan verilere göre dünyada her yıl atık haline gelen gıda miktarı 1,3 milyar tondur. Bu miktar, insanların tüketimi için üretilen gıdaların üçte birine karşılık gelmektedir! Dünyada açlığın artmakta olması ve 2050 yılında gıda talebinin %40-70 yükselmesinin beklenmesi gıda atık ve kayıplarının insanlık için ne kadar büyük önemi olduğunu ortaya koyuyor.

AB'de yılda yaklaşık 100 milyon ton gıdanın atık haline geldiği hesaplanmaktadır. Gıda tedarik zincirinin tamamında; çiftlik, işleme ve üretim, satış noktaları, restoranlar ve evlerde heba olan gıdaların önlenmesi için AB Komisyonu, ortaya koyduğu Döngüsel Ekonomi Paketi'nde:
-Gıda atıklarını ölçmek ve ilgili belirteçleri tanımlamak üzere ortak bir metodoloji geliştireceğini,
-Üye devletleri ve gıda zincirinin ilgili oyuncularını bir araya getirerek önlemlerin belirleneceği ve iyi uygulama sonuçlarının paylaşılacağı bir platform oluşturulacağını,
-Atık, gıda ve yemle ilgili AB mevzuatının netleştirilmesi için önlem alınacağını,
-Gıdalar üzerinde kullanılan etiketlerde tarih bilgisinin gıda zincirindeki oyuncular tarafından uygulanması ve tüketiciler tarafından anlaşılması için iyileştirme yolları aranacağını duyurmuştur.

Gıda kayıplarının %40'tan fazlasının gelişmekte olan ülkelerde hasat sonrası ve işleme sırasında meydana geldiği belirlenmiştir. Bu bilgiyi geçen yıl ağustos ayında katıldığım, Türkiye Gıda Sanayii İşverenleri Sendikası (TÜGİS) tarafından düzenlenen "Gıdalarda Atıkların Azaltılması ve Geri Kazanımı" başlıklı proje kapanış toplantısında edindim. Proje, T.C. Avrupa Birliği Bakanlığı'nca yürütülen Erasmus+ Programı kapsamında Avrupa Komisyonu'ndan sağlanan hibe ile; TÜGİS, ODTÜ, T.C. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve diğer yabancı üniversite ve danışmanlık firmalarının katılımıyla gerçekleşmiştir. 

"Gıda Atıklarının Azaltılması ve Geri Kazanımı" projesinde Türkiye ve başka ülkelerdeki gıda atık ve kayıplarının bileşimsel çözümlemesi; süt, et ve konserve sektörlerindeki gıda atıklarının miktarlarının belirlenmesi; fabrikalardaki üretim mühendislerinin eğitimi; atık sorunu hakkında farkındalık yaratma; gıda atıklarının azaltılması ve sürdürülebilir bir gıda geleceğinin yaratılması temalarına odaklanılmaktadır.

Proje çıktılarına göre, süt sektöründe işleme aşamasında ambalaj malzemesi dışında fazla katı atık ortaya çıkmamaktadır; ancak üretim aşamasında ciddi miktarda sıvı atık üretilmektedir. Sıvı atıklar bertaraf edilmek yerine başka alanlarda kullanılabilir. Türkiye'deki süt ve süt ürünleri sektöründe standardizasyon ve kullanım sorunları, antibiyotik varlığının yanında izlenebilirlik ve eğitim bu sektörün en önemli sorunlarıdır. Süt sanayindeki kayıp ve israfın önlenmesi için üretimle ilgili bir dizi öneride bulunulmuştur. Diğer yandan, ambalajlarda hafif ve geri dönüşüme uygun malzemeler kullanılması süt sektörünün önceliği olmalıdır, denilmektedir.


Proje çıktıları dikkate alındığında et sektöründeki başlıca atık yönetimi sorunları su tüketimi, atık oluşumu ve gıda israfının yanında soğutma ve işleme esnasındaki hava kirliliği, kötü koku, katı atık ve enerji tüketimidir. Hasat öncesi, hasat sonrası üretim ve dağıtım aşamaları incelenerek tedarik zinciri sürecinde oluşan gıda kayıplarının nedenleri araştırılmıştır. Perakende aşamasında gıda kaybının ana nedeni paketlemedir.

Projede seçilen son sektör olan konserve sektöründe de et sektörüne koşut olarak, katı atıklar, su tüketimi, atık üretimi ve gıda israfının yanında soğutma ve işleme sırasında meydana gelen hava kirliliği, kötü koku ve enerji tüketimi başlıca atık yönetimi sorunlarıdır. Tedarik zincirinin dört aşamaya ayrılarak yapılan araştırmada da özellikle dağıtım/perakende aşamasında, literatüre göre, gıda kayıplarının en önemli nedeni olarak hasar görmüş paketler öne çıkmaktadır.

Gıda kayıp ve zararlarının en aza indirilmesinde tedarik zincirinin çeşitli aşamalarındaki tüm paydaşlara sorumluluk düşmektedir. Bu kapsamda tedarik zincirinin dağıtım/perakende aşamasında ambalajın önemi ortaya çıkmaktadır. Uygun ambalajın seçimi, bir yandan çevrenin kirlenmesinin önüne geçilmesi, diğer yandan ise ürün kayıplarının önlenmesi bakımından büyük önem taşımaktadır.

Ambalaj atıklarının geri kazanımı konusunda 25 yıldır çalışmakta olan ÇEVKO Vakfı'nın üyeleri ve yükümlülüğünü üstlendiği sözleşmeli kuruluşlar içinde gıda sektöründe faaliyette bulunan firmalar ağırlıktadır. Gıda atık ve kayıplarının azaltılması konusunda çalışma yapan ve bu konuda kamuoyunda farkındalık yaratılmasına katkıda bulunan tüm paydaşları kutluyor; ÇEVKO Vakfı olarak gıda atık ve kayıplarının azaltılmasında ambalajlarla ilgili projelerde yer almaktan memnuniyet duyacağımızı ifade etmek istiyorum.


Mete İmer
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri