"Küresel ısınma kaynaklı iklim krizi tüm dünyayı etkilemeye devam ediyor. Paris Anlaşması’nın öngördüğü 2050 yılında ‘net sıfıra ulaşma’ hedefi doğrultusunda devletler, iş dünyası ve uluslararası organizasyonların girişimleri sürerken, çözümlerin hayata geçme hızı yaşadığımız krizin büyüme hızından geride kalıyor.
Sürdürülebilirliği operasyonlarına entegre etmede ve iklim değişikliğiyle mücadelede aksiyon alan şirketlerin başında gelen Unilever olarak, 5 Haziran Dünya Çevre Günü’nde “Şimdi hızlanma zamanı” diyor ve herkesi, ‘hızla’ harekete geçmeye davet ediyoruz.
Sürdürülebilirlik yolculuğumuz 15. Yılında
2010 yılında Sürdürülebilir Yaşam Planı ile başlayan yolculuğumuza iş dünyası olarak dünyamızın karşı karşıya olduğu sorunları ele almaya ve çözümler üreten bir paydaş olmamız gerektiğine inancımızla başladık. Süreç içerisinde birçok alanda iyileştirme gerçekleştirirken, yerine getiremediğimiz hedeflerden öğrendik.
Sürdürülebilirlik hedeflerimizin ikinci etabında “Sürdürülebilir Yaşam Pusulamızı” belirledik ve sürdürülebilirlik hedeflerimizi iş hedeflerimizle daha önce hiç olmadığı kadar iç içe konumladık.
Aradan geçen zaman zarfında birçok hedefimizi gerçekleştirdik ve bu başarılar bize büyük faydalar sağladı. Daha dayanıklı tedarik zincirleri kurduk, operasyonlarımızda önemli maliyet tasarrufları elde ettik ve markalarımızla yaşamlara dokunan dönüşümler gerçekleştirdik.
Şimdi sürdürülebilirlik yolculuğumuzun üçüncü etabına girdiğimize inanıyoruz. Bu yeni dönemin anahtarının da sürdürülebilirlik alanında yaratılan etkiyi büyütmek ve çoğaltmak olduğuna inanıyoruz.
Bu alanda on yıllardır sahip olduğumuz deneyimlerimiz, karşılaştığımız büyük ve karmaşık sorunlara yönelik somut çözümler geliştirmek için kaynak aktarımlarımızda ve seçimlerimizde daha odaklı ilerletmemiz gerektiğini gösteriyor.
Bunun için başlıca sürdürülebilirlik önceliklerimiz olarak belirlediğimiz İklim, Doğa, Plastik ve Yaşam Koşulları’nın iyileştirilmesi alanlarında ilerleme kaydedebilmek adına tüm kaynaklarımızı daha odaklı kullanacağız.
Unilever olarak hedefimiz, sürdürülebilirlik için en çok fark yaratabileceğimize inandığımız daha az sayıda alanda daha güçlü ve daha büyük bir etki yaratmak. Bugüne kadar olduğu üzere hedeflerimizi ve planımızı gerçekleştirmeye kararlıyız. İşimizde ve birçok paydaşımızda oluşturacağımız farka tutkuyla inanıyoruz.”
Daha odaklı, daha hızlı, daha sistemli
Unilever Türkiye Ülke Başkanı Ali Fuat Orhonoğlu, 2010 yılından bu yana Unilever’in dünya operasyonlarıyla birlikte Türkiye’de de sürdürülebilirlikte önemli işler başardığını ifade ederek sürdürülebilirlik hedeflerinin sözde kalmadığını, şirketin bu yönüyle dünyaya örnek olduğunu vurguluyor:
“2010 yılında Unilever Sürdürülebilir Yaşam Planı’nı devreye alarak çok önemli ilerleme kaydettik. 15 yıla yaklaşan sürdürülebilirlik deneyimimizle bir şirketin kârlı büyürken aynı zamanda dünyayı da koruyabileceğini ve topluma pozitif fayda sağlayabileceğini gösterdik. Dünyaya sadece bilanço penceresinden bakmıyoruz. Küresel sorumluluğumuzun bilinciyle nasıl daha fazla sürdürülebilir değer yaratırız, gelecek nesillere daha temiz ve güzel bir dünya bırakırız, bunun sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Tedarikçilerimizi, müşterilerimizi, çalışanlarımızı ve tüketicilerimizi bu stratejiye dahil ediyoruz. Attığımız adımlarla hem çevreye hem de topluma değer katıyoruz. Sürdürülebilirlik taahhütlerimizi mutlaka iş yapış şekillerimize dahil ediyoruz. İnovasyonu ön plana alan, karbon ayak izini azaltan, çevresel ve sosyal konulara önem veren politikalarımızı sürdürüyoruz.
Unilever, geleceği bekleyen değil, geleceğe yön veren bir çizgide hareket ediyor. Biz 21. yüzyılın artan zorluklarına karşı çok daha önce yelken açmıştık. Sürdürülebilirlik yolculuğumuzda ilk dönem, ağırlıklı olarak alarmı çalmak ve uzun vadeli hedefler belirlemekle ilgiliydi. İkinci aşamada, sürdürülebilirliği iş ve değer zincirlerine daha fazla entegre ettik. Bugünse artık daha da hızlanmak ve daha az sayıda alanda daha büyük etki yaratmak istiyoruz. Çünkü dünyamızın geleceği için konuşma ve üzülme devri bitti, artık hepimiz daha da hızlanmalıyız. Daha fazla odaklanma, hızlanma ve sistemsel değişimle yenilenen planımızla bu konuda bir kez daha öncü olmak istiyoruz”