P&G'nin Sürdürülebilir Gelişim Raporu'nun 3 ana başlığı ise şöyle: Koruyoruz, Ortaklıklar Kuruyoruz, Öncülük Ediyoruz...
İçeçek sektöründe bir ilk
Cappy ve Tetra Pak arasında gerçekleşen işbirliğinin Türkiye'de içecek sektöründe bir ilk olduğunu vurgulayan Coca-Cola Türkiye Gazsız İçecekler Genel Müdürü Can Arcasoy: "Şirket olarak, iş yapış biçimimizin merkezine sürdürülebilirliği alıyoruz. Biliyoruz ki, yaptığımız iş, ancak ve ancak içinde yaşadığımız toplum ve çevre sürdürülebilir olduğu takdirde var olabilir. Sürdürülebilir ambalajlama konusu da sürdürülebilirlik faaliyetlerimizin içinde önemli bir yer tutuyor. Bu kapsamda FSCTM etiketine sahip Cappy kutularıyla tüketicileri en yüksek kaliteye sahip ürünlerle buluşturuyoruz. Cappy olarak Tetra Pak ile gerçekleştirdiğimiz işbirliğinin sektör açısından örnek teşkil etmesini diliyoruz."
Sürdürülebilir Yaşam Planı doğrultusunda küresel iş dünyasına ve sektörüne örnek olacak çalışmalara imza atan ÇEVKO Vakfı üyesi Unilever, bu kapsamda yeni bir başarıya daha ulaştı. Şirket, fabrikaları, depoları, dağıtım merkezleri ve ofisleri de dahil olmak üzere, 70 ülkede 600'ü aşkın tesiste katı atık alanlarına tehlikesiz atık göndermemeye başladı. Faaliyetlerinde ortaya çıkan çeşitli tehlikesiz atıkları tanımlayan Unilever, bu tesislerden çıkan atıkların geri kazanımı için alternatif yöntemler buldu.
Unilever, Sürdürülebilir Yaşam Planı hedefleri kapsamında 4R (Reducing [Azaltma] - Reusing [Tekrar kullanma] - Recycling [Geri dönüştürme) - Recovering [Geri kazanım] Stratejisini büyük bağlılıkla uyguluyor. Unilever'in bu stratejisi, fabrika atıklarının inşaat malzemelerine, personel kafeteryalarındaki gıda atıklarının komposta dönüştürülmesi gibi pek çok alternatif kullanımla yeni bir kaynak yaratılmasına dayanıyor. 4R Stratejisine göre, öncelikle tehlikeli olmayan atıkların azaltılması, daha sonra ise geri dönüşümü veya geri kazanılması sağlanıyor.
Nihal Temur: "Unilever, sıfır tehlikesiz atık konusunda dünyaya örnek oluyor"
Unilever Türkiye, İsrail, Orta Asya ve İran Tedarik Zincirinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Nihal Temur konuya ilişkin şunları söyledi:
"Giderek artan dünya nüfusunun kısıtlı kaynaklarla idare etmek zorunda olduğu küresel bir güçlükle karşı karşıyayız. Bunun bilincinde olan Unilever, iş dünyasının önündeki kaynak verimliliği ve sürdürülebilirlik gibi en önemli sorunlarla mücadele etmek için, global çapta liderlik sergilemeye devam ediyor. Dünyada her yıl toplanan 1,3 milyarlık ton katı atığın %80'lik bölümü, katı atık alanlarına gönderiliyor. Bu miktar neredeyse 1,5 milyon futbol sahasını kaplamaya eşdeğer. Sıfır atık hedefimiz, Unilever olarak sürdürülebilir büyüme iddialarımızın yanı sıra kaynak açısından dayanıklılığımızı korumak ve iklim değişikliğiyle mücadele etmek konusundaki kararlılığımızın da altını çiziyor. Ancak daha geniş bir kitle hareketine ilham verebilmek için yapılacak daha çok iş var. Tüm dünyada sıfır atığa geçilmesi çalışmalarını hızlandırmak için Unilever ortaklarıyla bir ağ kurarak ve onlarla birlikte çalışarak, tüm dünyada öncü bir rol üstleniyor" diye konuştu.
Türkiye'de, sayıları gittikçe artan "Yeşil Nokta" üyelerinin geri kazanım konusunda yasal sorumluluklarının ötesinde gerçekleştirdikleri örnek çalışmaları kamuoyuna duyurup, benzer çalışmalar yaratan firmaları da teşvik etmeyi hedefleyen Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri'nin ikincisi geçtiğimiz Aralık ayında sahiplerini buldu.
2015 Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri'ni kazanan firmalara, hangi projeyle ödül aldıklarını ve sonraki hedeflerini sorduk. Ödül alan Yeşil Noktalı firmalarımızı tebrik ediyor, projelerini kendi ağızlarından sizlerle paylaşıyoruz...
2015 Yeşil Nokta Sanayi Ödülleri'nin sahipleri!
Çevre Konulu Sosyal Sorumluluk Uygulamaları Kategorisi
Ambalaj Tasarımında Kaynak Azaltarak Önleme Kategorisi
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bünyesinde kurulacak ve Birleşik Krallık Büyükelçiliği'nce finanse edilecek Çevre ve Enerji Verimliliği Merkezi Fizibilite Çalışması Projesi ile ilgili açılış toplantısı 11 Ocak'ta Ankara TOBB'nde ilgililerin katılımı ile gerçekleştirildi.
ÇEVKO Vakfı Genel Sekreteri Mete İmer'in de katıldığı ve açılış konuşmalarını TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, Birleşik Krallık Türkiye Büyükelçisi Richard Moore ve T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanı Fatma Güldemet Sarı tarafından yapılan toplantıda projenin tanıtımının ardından kamu kuruluşları ve sanayicilere yönelik Ankara Odak Grubu oturumları ile devam edildi.
Bakan Sarı açılış konuşmasında; "Ülkemizde enerjinin yaklaşık yüzde 35'i, toplam elektrik tüketiminin ise yaklaşık yüzde 40'ı binalarda kullanılmaktadır. Bakanlığımızca binalarda yürütülen enerji verimliliği çalışmaları ile konfor şartlarından taviz vermeden, binalardaki enerji ihtiyacını azaltmak ve çevre dostu yapılaşmayı hedeflemekteyiz. Bu hedef doğrultusunda sivil toplum kuruluşlarımız ve ilgili kamu kurumları ile birlikte toplumsal farkındalık projelerine hız vereceğiz. Bu alanlarda kamu, özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarımızla birlikte ülkemiz için çalışmaya hazırız" şeklinde açıklama yaparak TOBB'un himayesinde kurulacak olan Çevre ve Enerji Verimliliği Merkezi'nin Türkiye'ye hayırlı ve uğurlu olmasını diledi. Bakan Sarı, fizibilite çalışması vesilesiyle 2023 yılında çevreye duyarlı enerji kullanımında ve tasarrufunda hedeflere ulaşılacağına inandığını kaydetti.
TOBB internet sitesinde yer alan ve işletmelerin çevre ve enerji verimliliği konularındaki uygulamalarını ve bu uygulamalar kapsamında karşılaştıkları problem ve ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla hazırlanan ankete buradan ulaşabilirsiniz.
Ataşehir Belediyesi, ÇEVKO ve Şişecam Cam Ambalaj işbirliğiyle Ataşehir'de otel personeline yönelik atık camların geri dönüşümü ile ilgili eğitimler veriliyor.
Eğitim kapsamında geri dönüşümün önemi, atık camların kirlenmeden evsel atıklardan ve diğer ambalaj atıklarından ayrı olarak toplanması, otellerde daha verimli ve sürdürülebilir toplama sisteminin kurulması konularında bilgiler veriliyor.
Cam atıklarının kaynağında ayrı toplanmasını sağlamak amacıyla düzenlenen bu eğitimler, Ataşehir'de bulunan toplam 10 otelde yapılıyor.
Eğitim çalışması kapsamında ilk seminer, Ataşehir Silence Otel'inde yapıldı.
ÇEVKO Vakfı üyesi P&G, çevre ayak izini azaltma ve toplumsal koşulları iyileştirme hedefleri doğrultusunda 17. Sürdürülebilirlik Raporunu yayınladı. P&G, üretimde kullanılan su miktarını 2010 yılından bu yana yüzde 21 azaltarak hedeflenenden daha fazla su tasarrufu sağlarken, sıfır üretim atığı politikasını dünyadaki tüm tesislere yaymayı hedefliyor. P&G çocuk bezlerinin ambalaj ağırlığını büyük oranda azaltma hedefine de ulaştı.
Çocuklar İçin İçme Suyu (CSDW) Programı ile temiz su sıkıntısı yaşayan çocuk ve ailelere 8 milyar litreden fazla temiz su sağlayan P&G, tüm dünyadaki insani yardım kuruluşlarıyla birlikte hareket ederek 2020 yılı itibariyle su sıkıntısı çeken bölgelere 15 milyar litre su ulaştırmayı planlıyor. P&G aynı zamanda yaşanan 25 doğal afetten etkilenen afetzedelere yönelik yürüttüğü yardım faaliyetleri kapsamında ihtiyaç maddesi ve maddi yardım ile katkı sağladı.
"Yaptığımız her işte sürdürülebilirliğe önem veriyoruz"
Grup Başkanı ve P&G Sürdürülebilirlik Yönetici Sponsoru Martin Riant, "Şu ana kadar P&G'de çevre ayak izimizi azaltan ve içinde yaşadığımız ve çalışmalarımızı sürdürdüğümüz coğrafyaları daha ileri taşıyan birçok yeniliğe imza attık. Yaptığımız her işte sürdürülebilirliğe önem veriyoruz. Bu rapor kaynakların muhafaza edilmesi, çevre duyarlılığı ve ihtiyaç sahibi insanların yaşam standartlarını yükseltme gibi alanlarda attığımız adımları yansıtıyor. Yenilenebilir enerji kullanımımızı ciddi oranda arttırıyor, bizim gibi iklim değişikliğine odaklı yenilikler ve uygun maliyetli çözümler üreten şirketlerle ortaklıklar kuruyoruz" dedi.
Çimsa Genel Müdürü Nevra Özhatay, yaptığı açıklamada, artan nüfus, azalan doğal kaynaklar, hızla yükselen enerji tüketimi, iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarının dünyamızı kritik bir viraja doğru taşıdığını vurguladı. Özhatay, "Bu gidişe ‘dur' demek için çok daha ciddi adımlar atmanın gerekliliğini idrak eden hükümetler, geçtiğimiz Eylül ayında 17 maddelik Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni açıkladılar. Ardından toplanan Paris Zirvesi'nde de küresel ısınmanın sonunu getirecek bir hareket başlatması umulan tarihi çevre anlaşması onaylandı. Her iki gelişme, eğer hep beraber çalışırsak, insanların barış, refah, iyi yaşam koşulları ile ilgili isteklerini karşılama ve aynı zamanda gezegenimizi koruma şansına sahip olabileceğimize dair hepimize umut verdi" diye konuştu.
2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyarın üzerine çıkacağına ve bu nüfusun üçte ikisinin şehirlerde yaşayacağına dair öngörülere işaret eden Özhatay, "Ülke ekonomisi ve insanlık için önemli bir sektör olan çimento sektörü, gelecekte de değerini koruyacaktır. Çimento sektörü özellikle enerji verimliliği, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı ile üretim süreçlerinde çevresel faktörleri pozitife çevirmektedir. Alt yapı ve bina inşaatlarının ana girdisi olan çimento gelecekte de bu alanda öncü olmaya devam edecektir. Çimsa tüm paydaşlarının süreçlerinde sürdürülebilirlik yaklaşımını öne çıkarmaya devam etmektedir. Üretim ve uygulama süreçlerindeki araştırma ve yenilikçi yaklaşımları ile liderlik yapmakta ve öncü olmaktadır.
Pilot uygulamasına Büyükçekmece'de başlanan ve projeye özel olarak tasarlanan eğitim tırı, ilçedeki 68 okulu tek tek dolaşarak, çocuklara ve ebeveynlere farklı konularda TOÇEV uzmanları tarafından eğitimler vererek 2015-2016 eğitim yılı sonuna kadar 10 bin kişiye ulaşacak.
Benim Mahallem Projesinin tanıtım toplantısı, 12 Ocak Salı günü, 19 Mayıs İlköğretim Okulu Konferans Salonu'nda düzenlenen bir törenle gerçekleştirildi. Törene, Büyükçekmece Kaymakamı Mustafa Hulusi Arat, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Büyükçekmece İlçe Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun, TOÇEV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Betül Erzin Mermertaş ve Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu'nun yanı sıra bölge halkı ve öğretmenler de katıldı.
HACIKAMİLOĞLU: "BÜYÜKÇEKMECE BİZİM MAHALLEMİZ"
Akçansa Genel Müdürü Mehmet Hacıkamiloğlu, törende yaptığı konuşmada, "Akçansa olarak rakamsal performansımızın başarısı yanında çevremize ve topluma faydalı çalışmalar sağlıyoruz. Bu anlayışla Benim Mahallem Projesi'ni hayata geçirdik. Bu projeyle yeni neslin ve onları yetiştiren ebeveynlerin birbirleriyle daha iyi iletişim kurmasını sağlamayı ve yarınlara sağlam temeller atmayı hedefliyoruz" dedi.
Akçansa'nın 1967 yılından bu yana faaliyet gösterdiği, ilk üretim tesisini kurduğu, aradan geçen 50 yılda ekonomik ve sosyo-kültürel kalkınmasına destek verdiği Büyükçekmece'yi ‘kendi mahallesi' olarak gördüğünü vurgulayan Hacıkamiloğlu, "Pilot uygulamasına Büyükçekmece'de başlattığımız projemiz kapsamında şuana kadar 500 kişiye ulaşarak eğitimler verdik. Sadece Büyükçekmece bölgesinde 2015-2016 eğitim yılı sonuna kadar ulaşmak istediğimiz kişi sayısı ise 10 bin. Bu sene Büyükçekmece'de başlayan projemizi daha sonra Çanakkale ve Ladik'te de sürdürmeyi planlıyoruz. Büyükçekmece'nin ekonomik olduğu kadar sosyal açıdan da gelişmesi için çalışmaya kararlılıkla devam edeceğiz" diye konuştu.